Türk-İslâm ülküsü

Türk Milliyetçileri Emekliler Platformu Başkanı Mustafa Taştan, ‘Nasihat’ başlıklı yazısında Türk milletinin tarih boyunca...

10 Ekim 2013 Perşembe 14:05
 Türk-İslâm ülküsü

Türk Milliyetçileri Emekliler Platformu Başkanı Mustafa Taştan, ‘Nasihat’ başlıklı yazısında  Türk milletinin tarih boyunca Türk-İslam ülküsünü yüceltmek için çalıştığını bildirdi.

İşte o yazı;

“Bir milletin ülküleri ne kadar büyükse sıkıntıları da o kadar büyük ve çoktur. Türk milleti tarih boyunca hep büyük ülkülere sahip olmuştur. Orta Asya’da Türk’ün var olduğu andan itibaren “Kızılelma” olarak başlayan bu ülkü Türk’ün Müslüman oluşuyla “İlây-ı Kelimetullah” yani Allah’ın adının yüceltilmesi ülküsü ile bütünleşmiş ve Türk-İslâm ülküsü olarak bir Türk Cihan Hâkimiyetine dönüşmüştür.

Ülkü Türk’ün şuurunu oluşturan bir hayat kaynağı olmuş ve tarihi akışına yön vermiştir. Türk milleti birçok üstün karakterlere sahip olduğu gibi en önemli zafiyeti de kolay unutmasıdır.

Bu sebeple daima hafızasını taze tutmak ve yenilemek gerekir. Türk’ün hafızasını canlı ve diri tutan, onu hep ötelerin ötesine taşıyan ve büyük yapan, ışık olup yol gösteren ve unutulmayarak dimağ ve yüreklere kazınan nasihatler daima olmuştur. Bu sebeple Türk, Hoca Ahmet Yesevi’nin Alperenlik ruhundan aldığı feyzle, cihan hâkimiyetine varan ve büyük medeniyetler kurduran bu nasihatleri ve onun sırlarını iyi bilmeli ve iyi anlamalıdır. İşte bunlardan biri,Bu ülkücülere bir nasihattır aslıda bizlerde bu nasihata uyalım.

“Ey Oğul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; Uysallık sana. Güceniklik bize; Gönül almak sana. Suçlamak bize; Katlanmak sana. Acizlik bize; Hoş görünmek sana. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; Adalet sana. Kötü söz, şom ağız, haksız yorum bize; Bağışlama sana. Bundan sonra bölmek bize; Bütünlemek sana. Üşengeçlik bize; Uyarmak, gayretlendirmek şekillendirmek sana. Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı. Hak yoluna yararlı etsin. Işığını parıldatsın. Uzaklara iletsin. Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalp versin. Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgârlarında savrulur gidersin.

Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkâr ve iradene sahip olasın. Bir bey sabretmesini bilmelidir. Vaktinden önce çiçek açmaz. Milletin, kendi irfanının içinde yaşasın. Ona sırt çevirme. Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutanda bu irfandır. Bütün fethedilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler, ancak senin fazilet ve adaletinle gün ışığına çıkacaktır. Ananı ve atanı say. Bil ki bereket büyüklerle beraberdir.

Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. Açık sözlü ol, gördün söyleme, bildin deme. Şu üç kişiye; yani cahiller arasındaki âlime, zengin iken fakir düşene ve hatırlı iken itibarını kaybedene acı! Unutma ki yüksek yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değiller. En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise nefsini tanıyanın kendisidir.

Ülke, idare edenin, oğulları ve kardeşleriyle bölüştüğü ortak malı değildir. Kişinin gücü, günün birinde tükenir, ama bilgi yaşar. Bilginin ışığı, kapalı gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa kavuşturur. Hayvan ölür, semeri kalır, insan ölür eseri kalır. Gidenin değil, bırakmayanın ardından ağlamalı. Bırakanın da bıraktığı yerden devam etmeli. Yalnızlık korkanadır. Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi, başkasına danışmaz. Yalnız başına kalsa da, yeter ki toprağın tavda olduğunu bilsin.

Sevgi davanın esası olmalıdır. Sevmek ise sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez. Geçmişini bilmeyen geleceğini de bilemez. Ey Oğul! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın! Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini bilesin!” Bu nasihat ki Türk’e bir cihan hâkimiyeti ülküsünü getirmiştir. Çünkü bu nasihatlerde, büyük bir geçmiş ve yeşerecek yeni bir gelecek, büyük bir iman ve ahlâk ile büyük bir ülkü ve ona ulaşmak gayreti vardır. Bugün de hem milleti yönetenler hem de bu milleti oluşturan fertler olarak bu nasihatleri en iyi şekilde anlamaya ve hem idari hem de sosyal hayatımıza uygulamaya şiddetle ihtiyacımız vardır.

Her ne şartta olursak olalım Türk olmanın gurur ve şuurunu muhafaza edip Atatürk’ün “Türk, öğün, çalış, güven!” düsturuna uyarak ve “muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur” nasihatini da asla unutmadan bu ülküyü taşıyalım."





Son Güncelleme: 10.10.2013 14:10
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
BOZKURT 2013-10-10 14:24:12

hayret nasil böyle bir yazi yayinladiniz.
yinede tebrik ederim

Avatar
vatansever 2013-10-10 14:27:53

türküm demenin faşistlik sayildiği bir ülkede,bir zamanlar müslümanim dendiği zaman gerici olan bir memlekette,atatürkçüyüm dediğin zaman dinsiz sayıldığın bir memlekette.inadına türküm müslümanım atatürkçüyüm. ne mutlu türküm diyene.

Avatar
EDİTÖR 2013-10-10 15:21:16

bozkurt rumuzlu okur, bu haber ve benzerleri çokça yayınlanıyor. galiba iyi takip edemiyorsun, ama çok güzel (!) çok kolay(!) haksız (!) eleştiri yapabiliyorsun..

Avatar
BOZKURT 2013-10-10 15:42:33

sayın editör genelde haberleriniz yerel gündemin dışında,mısır suriye mavi marmara filistin onun için eleştirdim .çok kolay çok güzel ve çokta haklı olduğunu düşünüyorum