NE STATÜKO NE FETÖ

Habercim19 Yazarı Av. Ömer Kılıç, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası yaşanan gelişmeleri yazdı.

30 Eylül 2016 Cuma 12:09
NE STATÜKO NE FETÖ


Habercim19 Yazarı Av. Ömer Kılıç, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası yaşanan gelişmeleri yazdı.

İşte ‘Darbelerden darbe beğenmek zorunda mıyız?’ başlıklı o yazı:

Oldukça zengin bir darbeler tarihine sahip milletin mensuplarıyız. Bu nedenle şundan adımız kadar eminiz ki, darbe yapmaya niyetlenenler ilk iş olarak, yapılacak darbenin dış ayağını oluştururlar. Zira çok iyi bilirler ki, bizim gibi daha düne kadar bağımsızlığı sözden öteye geçmeyen ülkelerde o dış destek olmadan darbe marbe olmaz. Dış destek de herkesin bildiği gibi başta ABD olmak üzere batıdır.

Bugün masum ayağına yatan, maaşından başka geliri olmayan zavallı memur olarak nitelenen kesim, darbenin bu dış ayağını oluşturmak için az mesai harcamadı. Yapılacak darbenin dünyada bir diktatörün devrilmesi olarak algılanması için tweetleri katlayacağız diye az ter dökmedi.

Hatırlayalım 17-25 Aralık sürecini. Kendileri hırsızlığın her türünü işlerken darbeye uygun zemin oluşturmak için, mevcut iktidarın gırtlağına kadar yolsuzluk, hırsızlık içine yuvarlandığını yazıp çizebildiler. Bu kadar yalan dolanı, hakaret ve tehditleri medya organlarında rahatça yazabilirken, Tayyip Erdoğan’a firavun, nemrut, yezid diyerek dünyaya, milletin bu diktatörün elinden neler çektiğini anlatabilmek için çok çaba sarf ettiler. Şimdi kalkmış yapılan gözaltı ve tutuklamaları zulüm, eşi görülmedik bir cadı avı diye yutturmaya çalışıyorlar.

Tamam, abilerle tabilere aynı muamele yapılmamalıdır. Suç ve ceza arasındaki orantı adalet için hayatidir, bu husus asla göz ardı edilmemeli, bir ölçü ve kriter olmadığı konusundaki eleştiriler mutlaka ciddiye alınmalıdır. Bu konularda yapılan eleştirilere katılmakla birlikte darbenin bütün suçu sadece elinde silah olanlara yıkılır da, toplumsal zemini hazırlayanlar cezasız kalırsa, hiç şüpheniz olmasın bir süre sonra öyle bir atmosfer oluştururlar ki, bu ülkede darbe girişimi filan olduğunu kimse hatırlamaz. Psikolojik savaş ve propaganda teknikleri konusunda o kadar maharetliler yani.

Diğer taraftan hükümet bütün dikkatini ve mesaisini FETÖ ile mücadeleye ayırmışken bu darbe ortamına gelinmesinin en az FETÖ kadar sorumlusu olan ulusalcı laik kesim, darbe girişiminden sonra adeta yeniden hayat buldu. Kanal kanal gezdikleri tv ekranlarından FETÖ’nün nasıl dokuz canlı bir canavar olduğunu anlatmaktan yorulmuyorlar. Diyorlar ki, hükümet bizimle yani ulusalcı, Kemalist unsurlarla işbirliğine gitmez de bildiğini okumaya devam ederse, çok yakında öyle bir dalga gelecek ki, bu seferki darbe tsunami gibi ne hükümet bırakacak ortada, ne devlet.

15 Temmuz zaferini tek başına dindar halka bırakmamakta kararlı olan bu ulusalcı ve ulusolcu laikler, bir yandan halkın direnişini över gibi yaparken, satır aralarında darbeyi gerçekte milletin değil ordu içindeki laik, Atatürkçü subayların önlediğini söyleyerek milleti bu işte de çırak çıkarmaya çalışıyorlar. Bizim mahalle, aman şu barış ve kardeşlik ortamı devam etsin, şu mutabakat bozulmasın, ortalık yine gerilmesin diye sessiz kaldıkça laik kalemler ve ağızlar iyiden iyiye meydanı işgal etmeye kalkışıyorlar ki, buna asla göz yumulamaz. 15 Temmuz gecesi milletin kendini tankın önüne atarak elde ettiği zaferi, açıktan darbecilerin safında yer alamadığı için Yenikapı’ya ayağını sürüye sürüye gelmiş, ilk fırsatta arkaya dolanmaya hazırlanan K. Kılıçdaroğlu’nun veya “Allahü Ekber diyerek sokağa dökülenlerle işim olmazdı, o yüzden sokağa çıkmadım” diyecek kadar acınası duruma düşmüşken bile o kahrolası kibrinden vazgeçmeyen sol sosyalist madrabazların hırsızlamasına razı olunamaz.

Nerde bir sakallı, başörtülü görse kırmızı görmüş boğaya dönen laik, Kemalist kesimin yıllar yılı sürdürdüğü bu iflah olmaz din düşmanlığı değil mi bu milleti farklı arayışlara iten. Yıllarca askeri okul başvurularında annelerinin başı açık fotoğraflarını isteyen kimdi? Ömründe mahremi olmayanlara

saçını göstermemiş birçok Anadolu kadını sırf “aman çocuğumun istikbaline mani olmayım” diyerek başı açık fotoğraf vermek zorunda bırakılmadı mı? Namaz kılıp kılmadığını anlamak için o çocukların pantolonlarının dizlerini kontrol edenler Doğu Türkistan’daki Çin askerleri miydi? Şimdi hiç utanmadan, “olmayan Egenekon’u balyozú gördünüz de içinizdeki FETÖ’yü niye görmediniz” diye sorabiliyorlar. Biz de aman birlik beraberliği bozmayalım diye susuyoruz. Darbe başarılı olsaydı görürdük kim karşı, kim tarafmış. Şimdi herkes darbeye karşı, herkes demokrat, bir FETÖ hariç.

Hele bir de Cumhurbaşkanı “milletimden ve Rabbimden af diliyorum” dedi ya. Bugüne kadar ki tüm darbelerin en ön safında yer almış, politikacıları her an vatanı satabilecek hainler zümresi kabul eden batıcı, elitist bürokrat, hep bir ağızdan başladılar yaygaraya, “bakın biz ne kadar haklıymışız, cumhurbaşkanı bile bunu itiraf etti” diyerek, muhalif olan herkesin kendilerinden özür dilemesi için sıraya geçmesini istiyorlar.

Cumhurbaşkanının, “darbeyi önleyemedik ve bu kadar şehit verdik, şu kadar gazimiz var” diyerek şehit ve gazi ailelerine karşı duyduğu sorumluluk duygusu ve üzüntü ile sarf ettiği sözlerden kendilerine pay çıkartan, bugüne kadar ki tüm darbelerin şakşakçısı zümre, tam bir pişkinlik örneği sergilemektedir. Bunlar zaten bütün darbelerin anası olan 1960 darbesi dahil, hiçbir darbeyi darbe olarak görmediler ki. Memleketi babalarından miras bir çiftlik zannettikleri için kendi yaptıklarını darbe olarak görmüyorlar. Çiftliği iyi idare edemeyen kahyayı kovup, işleri düzene koyduktan sonra yeni kahya atamak olarak düşünüyorlar yaptıklarını. Rayından çıkmış devlet otoritesini yeniden tesis etmek. 15 Temmuz darbecilerinin korsan bildirisi de aynı şeyleri tekrarlamıyor muydu?

Bakın, FETÖ’cüler nasıl da sizi örnek aldılar. Orduyu ele geçirebilmek için nasıl size benzemeye çalıştılar. Eşi başörtülü olan, namaz kılan kimseyi barındırmadınız. Bunlar da eşlerinin başlarını açtırdılar, namaz ya hiç kılmadılar veya gizli kıldılar, danslı içkili eğlencelere eşleri ile birlikte katılarak saklandılar. Yani ancak size benzeyerek tutunabildiler oralarda.

Yıllarca İmam Hatip çıkışlıların askeri okullara girmesine engel oldunuz. (Bildiğim kadarıyla hala da öyle.) Ama inşaallah bu kez bu okulların kapıları İmam Hatiplilere de açılacak ve dindar kesim bu okullara girebilmek için çocuklarını Gülen gibi meczuplara kaptırmayacak. Devletin kendi okullarına bile güvenmeyerek askeri liseleri bu çocuklara kapatmasından dolayı dindarlık potansiyeline sahip bütün subaylar bu ihanet çetesinin ağına düşerek adeta zehirlendiler. Yazık değil mi özünde saf ve temiz olan bu Anadolu çocuklarına? Bunda siz laik ulusalcıların suçu paralel çete ve onun liderinden daha mı az ki, şimdi kalkmış fabrika ayarlarına dönmekten söz ediyorsunuz. Sizin fabrika ayarları dediğiniz şey, darbeci zihniyetin döl yatağıdır, başka değil.

Çağdaşlıkmış, özgürlükçülükmüş; bu milletin birazcık nefes aldığı yıllar, kemalizmden bir nebze uzaklaşıldığı, o mengenenin birazcık gevşediği yıllardır. Yani Menderes, Özal ve Erbakan’ın vesayetiniz altındaki sınırlı iktidar yıllarıdır. Onlara ne yaptığınıza da tarih şahit. 15 Temmuz bütün dünyaya şunu gösterdi: Bu millet artık darbenin hiçbir çeşidine razı olmayacak. Hani sizin çok sevdiğiniz bir slogan vardı ya, ne şeriat ne darbe diye. Şimdi onu şu şekilde değiştiriyoruz; ne statüko ne FETÖ. Omerkilic91@Hotmail.com

Son Güncelleme: 30.09.2016 12:14
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Ali LEK 2016-09-30 16:20:03

Selamünaleyküm. Kaleminize, gönlünüze sağlık Ömer bey. Mazlumların duası ile, Allah vergisi bir lider ve hürriyetin bedelini ödemiş Büyük bir millet inşaallah bundan böyle darbelere yol vermeyecektir.

Avatar
Erol Taşkan 2016-09-30 17:12:56

kıymetli ağabeyim, yine çok değerli tespitlerde bulunmuş. helal olsun, ellerine ve gönlüne sağlık. yorumları da karakteri kadar sağlam olan ağabeyimin yazıları, gönlümüzün tercümanı olmaya devam ediyor. tekrar teşekkürler..