Mısır’da Cumhurbaşkanı Mursi’nin devrilmesine yol açan darbeye darbe demediği gibi elinde çakı bıçağı bile bulunmayan göstericileri buldozerle ezen darbecilerin yaptığı katliamı bile kınayamayan ABD ve Batının, Suriye’de Müslümanların hayrına olabilecek bir harekete girişebileceğine inanmak için aptal olmak gerekir.
İkiyüzlü batı, üç yıldır devam eden bu vahşi katliamda kılını bile kıpırdatmadı ve kendi çıkarlarına, egemenlik tekeline zara vermediği sürece her türlü vahşete rahatlıkla göz yumabileceğini gösterdi. Sadece seyretmekle kalsa iyi, muhaliflerin kendilerini savunmalarını engelleyecek şekilde silah ambargosu uyguladı.

Yönetimdeki Baas diktatörlüğü, uygulanan bu ambargodan İran ve Rusya sayesinde hiçbir şekilde etkilenmedi. Bosna savaşından da çok iyi bildiğimiz gibi sadece muhaliflerin elini kolunu bağlayarak acıları katlamaktan başka bir işe yaramadığı için en az savaşın kendisi kadar insanlık dışı olan bu ambargo, savaşın daha da yaygınlaşacağı yalanına dayandırılarak  bugüne kadar sürdürülmüştür.

Dünyanın gözü önünde yüz binin üzerinde insan katledilmiş, en az bunun iki katı kadar insanın akıbeti meçhul iken ve ülke nüfusunun dörtte biri öldürülme korkusuyla yerini yurdunu terk etmişken, “savaşın uzamasına neden olur” bahanesiyle insanların kendilerini savunmalarını engellemek, bu vahşetin devamından çıkar uman küresel soygun düzeninin ne kadar acımasız olduğunun da resmidir.

Muhaliflerin çok ağır bedeller ödeyerek elde etikleri hafif silahların füzelere, uçaklara zırhlı araçlara karşı çaresizliği ortada iken, Suriye rejimine Irak üzerinden Rusya ve İran’ın silah akıttığı da bilindiği halde, “daha çok kan dökülür” iddiasıyla ambargonun sürdürülmesi, zalimin mazlumu tümüyle yok etmesine seyirci kalmaktan başka nedir?

Arenalarda insanları dövüştürerek birbirlerini katletmesini, hatta insanların vahşi hayvanlara parçalatılmasını zevkle seyretme geleneğine sahip olan bir batı için esasen bunda çok da şaşılacak bir durum olmasa gerek. Asıl acı olan üç yıldır topraklarımızda devam eden bu vahşete dur diyemeyişimiz ve bu durumda bile batının vicdanına sığınmak zorunda kalışımızdır.

ABD’nin başını çektiği batılı güçlerin savaşın ilk günlerinde kimyasal silah kullanılmasını kırmızı çizgileri olarak ilan etmiş olmalarının nedeni, bu silahların elde edilmesinin ve kullanılmasının kolay olmasından dolayı kendi denetimleri dışındaki güçlerin eline geçmesi korkusundandır. Değilse Suriye yönetiminin kendi halkına karşı iki yıldır defalarca bu silahları kullandığı ve kırmızı çizgileri çiğneye çiğneye paspasa çevirdiği herkesçe biliniyor.

Peki, Batı bugün neden harekete geçme ihtiyacını duymuştur? Her gün ortalama yüz kişinin ölümü karşısında kılı kıpırdamayan başta ABD ve batılı devletler, soykırım sayılabilecek bu son cinayetten sonra artık mızrağı çuvala sığdıramaz olmuşlardır. Bu toplu katliamdan sonra Suriye yönetimi karşısında bir şeyler yapmamaları halinde, egemenliklerini dayandırdıkları sözüm ona evrensel değerlerin, esasında aşağılık bir ikiyüzlülükle malul olduğunun bütün insanlık tarafından fark edileceğinden korkmaktadırlar.

O yüzden kaç gündür ayaklarını sürüye sürüye, müdahalenin sınırlı tutulacağını ilan edip, neredeyse yapmak zorunda kaldıkları harekat için Esed’den özür dileyerek zevahiri kurtarma kabilinden bir şeyler yapmaya çalışıyorlar, ama bunun Suriye halkının derdine deva olmayacağı bellidir. Batılı devletler bir yönetim değişikliği istemediklerini de açıkça söylediklerine göre bu müdahalenin Esed’i zayıflatmak şöyle dursun, emperyalist saldırganlara karşı diz çökmeyen bir kahraman haline getirebilmesi de mümkündür.

Şimdi bütün hesaplar, yapılacak müdahalenin hem dünya kamuoyunu yatıştıracak ölçüde olması, hem de Esed rejimini zayıflatıp, İslamcıların inisiyatif almasına yol açacak noktaya getirmeden bitirilmesi üzerinedir. Yeryüzünün bu zalim ilahlarının hiç hesaba katmadıkları ise Allah’ın hesabıdır ki, O’nun müdahalesini sağlayacak olan ise Suriyeli mazlumların sabır ve direnişleridir.

Omerkilic91@hotmail.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
akocak 2013-09-02 17:17:39

bir gün nasıl bir sonla sonlanacaklarını görecekler.

Avatar
mustafa şapsan 2013-09-04 16:03:01

kuranı kerimde 9/28 / müşrikler necistir / derken hala onlardan medet umanlarin vay haline