Yeni Şafak Gazetesi Gerçek Hayat Dergisi, aynı zamanda köşe yazarları olan dünyaca ünlü İslam Hukuku Profesörü hemşehrimiz Hayrettin Karaman’la söyleşi yaptı.
Karaman ve ailesinin 4 nesildir İmam Hatip bayrağını taşıdığı belirtilen söyleşide, İmam Hatip'ler açısından dün ve bugün gelişen süreç değerlendirildi.
Söyleşinin giriş bölümünde; “Türkiye’de CHP ve tek parti dönemi süresince materyalist bir eğitim sistemi kurulmuş, din dersleri kaldırılmış, dinî ahlâk ve âdetler kötülenip terkedilmeye zorlanmıştı. Ezan Türkçe okunuyor, Kur’an öğretenler ve öğrenenler suçüstü yakalandığında hapse gönderiliyordu. 1950’li yıllara yaklaşıldığında ne cenaze yıkayacak, cenaze namazı kıldıracak, ne de halkın imanını, ruhunu yıkayacak hoca kalmamıştı. Halktan yükselen tepkilerin ardından, bazı illerde İmam Hatip kursları adıyla kurslar başladı. 1952 yılında ise Adnan Menderes’in imzasıyla İmam Hatip Okulları açıldı. Bu okulların açıldığını duyan, din eğitimine hasret delikanlılar, ülkenin dört bir yanından az sayıdaki bu okullara koştular ve ilk öğrencileri oldular. İmkansızlıklarla imtihan edilirken bile vazgeçmediler. O ilk mezunlar bugün Türkiye’nin ilahiyat sahasındaki otorite isimleri oldular. Onlardan biri de Prof. Hayrettin Karaman’dı.
Prof. Hayrettin Karaman, İmam Hatip Okulu’ndan mezun olmasının ardından İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nü bitirdi ve öğretim görevlisi oldu. Kendi sözleriyle, “Artık bir dava sahibiydi.” Davası ise Müslümanların kaybettiği değerleri geri verebilmekti. Kızı Latife’yi henüz kız öğrenci almadıkları için İmam Hatip’te okutamadı ama iki oğluna İmam Hatip’e gitmelerini şart koştu. Yine İmam Hatip mezunu olan damadının çocukları, yani Karaman’ın torunları da İmam Hatip’te okudular. Şimdi de torunlarının çocukları İmam Hatip’te okuyor. İmam Hatiplerin ilk öğrencisi olan dede, torunları, şu an İmam Hatip öğrencisi olan torunları 4 nesildir İmam Hatip bayrağını elden ele taşıyorlar. Biz de bu dört kuşağı bir araya getirdik ve dededen toruna, İmam Hatip neslini konuştuk.” ifadelerine yer verilodi.
Sayın hocam; imamhatip neslinin geldiği yeri nasıl değerlendiriyorsunuz.
İmam Hatip nesline saygı selam ve dua ile. Ancak İmam Hatip nesli derken bazı güruhlar İmam hatipli değil İMAM HATİPCİ bir davranış sergiliyor. İMAM HATİPLİ OLMAK İLE İMSM HATİPCİ OLMAK arasındaki çizginin toplumsal barış açısından derin bir önemi var. Hal böyle olunca da toplumsal kutuplaşma söz konusu oluyor. Ve son bir not İmam hatipli degilde İMAM HATİPCİ tavır ortaya koyanlara bir bakin tamamına yakını 17 -25 Aralık öncesinden defoludur. İmam hatipli olmanın dozunu bilerek kaçırır ve İmam Hatipci olurlar. Amaç demolarını kamufle etmekle birlikte bir taşla iki kuş vurmak bir yerlere hizmet etmek bukalemun gibi kendisini gizlemek ve bu arada da Ak Parti iktidarına zarar vermektir.
Çok güzel. Tebrik ediyorum. İyi bir ideal. Lakin amaç her daim bilim olmalı. Bu imam hatip olur, fen lisesi olur, başka bir okul olur. Çizgi bilim olmalı. Fanatiklik veya taraftarlık adına imam hatipli, fen liseli vs olununca ülkenin halini hep beraber gördük. Hocamızın da bu amacın altını çizmesinin faydalı olacağı kanaatindeyim