-Sorunla başlamaktansa soruyla başlamak güzeldir- 

Alemde var olanlar mı insanın hayatına bir şerhtir yoksa insan mı alemin bir şerhidir? İnsan üstünden mi bir şeyler anlatılmalı veya bir şeyler üzerinden insan mı kendini ve kendinden başka şeyleri tanımlamalı? Sorular... 

Eskilerin nar hakkında bir önermesi vardı. “Narı, tanelerini dökmeden yiyebilen cennete gider”. Yeniler, bu söze muhtemelen; “‘hadi canım’ olur mu öyle şey narın dökülmeden yenmesiyle cennetin veya cennete gitmenin en alakası var” diye alakasızlıktan ilhamla karşıt bir önerme ortaya koyacaklardır.  Şöyle diyen de olabilir; -o zaman herkes nar yerdi ve cennete giderdi. Cennet nar yemekle gidileydi! Olmaz öyle şey, bunlar öyle uydurulmuş batıl sözler-. Bu sözlerden sonra -ampirik bir geleneğimiz olmamasına rağmen- bütün ampirik refleksler açık edilecek ve önermeye karşı yargılar-yargılamalar başlayacaktır. Eskilerin önermesine refleks geliştirmek nar yemeyi bilmeyenlerin işi olsa gerek..

Nar alımı:

Nar alırken kabuğa dikkat edilmelidir. Çünkü zahirin özellikleri içi, hemen hemen tarif eder veya iç’in nasıllığı hakkında bakmayı bilen göz için hakikate yakın ilhamlar verir. Kabuğun özellikle dala yakın kutbunda beliren kısmi çatlaklar ve yarılmalar narın içinin iyiliğine dair ilk ip uçlarıdır. Ancak bu çatlaklar narı gösterecek kadar derine inmemiş olmalıdır. Eğer nardaki bu çatlaklar nar tanelerini gösterecek kadar ise çürük olma ihtimali yüksektir. Narın güney kutbunda ise düz bir yüzey olmalıdır. Eğer orda da kısmi çatlaklar varsa, bu narın içinin geçmiş olabileceğine dair im olabilir. Yine güney kutbunda, narın kendine münhasır uç noktasında yıldıza benzeyen gözenin içinde tozumsu yapı varlığını korumuşsa alınmaya değerdir. O yıldıza benzeyen uçların canlılığı ise tazelikten ziyade iç narların tahriş olmadığının delilidir. 

Narın kesilmesi: 

Nar yerken mümkün mertebe nara bıçak vurmamak gerekir. Eğer kabuğun mukavameti fazlaysa ve kabuk elle ayrılamayacak kadar güçlüyse o zaman bıçak kullanılabilir. Böylesi bir durumda bıçağın kullanımına dikkat etmek gerekir. Bıçak kesinlikle eşelek kısmından ileri götürülmemeli ve nar tanelerine dokundurulmamalıdır. Kesimde kulanılacak bıçak ucu sivri ve kesici kısmı uzun, sapı ince olmalıdır. narı keserken bıçağın sapından tutulmamalıdır. Bıçağı metal kısmından tutup önce narın kuzey kutbuna doğru götürmeli ve kabuk derinliği hesaplanarak batırmalıdır. Burada yarı çapı bir iki santim genişliğinde ve nar çevrilerek, başlanan yerde biten hunimsi bir çukur açılmalıdır. Sonra o çukurdan güney kutbuna doğru yanlamasına ve yine eşeleği geçmeden paraleller çizilmelidir. Bu paraleller mümkünse karşılıklı yani doğu batı ekseninde olmalı ve iki çizgiden fazla çizilmemelidir. Paraleller karşılıklı çizildikten sonra bıçağa olan ihtiyaç bitmiştir. Artık bütün maharet ellere kalmıştır. Sağ ve sol elimizin eşit kuvvet uygulayacağı bir tutuşla bu paralel noktalardan ayrılacak biçimde nar ikiye bölünmeldir. Eğer eşelek doğru biçimde bölünemezse nar taneleri içerde kapakçık olarak nitelenebilecek odacıklardan dökülebilir. Bunun önüne geçmenin en belirgin yolu zarla kaplanmış olan odacıklara zarar vermeden ikiye bölmektir. Böylece nar yenmeye hazırdır.

Narın Yenilmesi: 

İki şekilde yenebilir nar. Birisi sabır gerektirirken ötekisi müthiş bir dikkat gerektirir. Sabır gerektiren yeme biçimi, herhangi bir tabağa (narla ters orantılı renge sahip olması gerekir) dört ana parçaya ayrılmış nar, beyazımtırak eşeleğin üstüne sıvanmış kum gibi veya duvara döşenen desenli taşlar gibi örülmüştür. En yukardaki taneden başlayarak birer ikişer söküm işine girişilir. Duvarından (eşeleğinden) dikkatlice sökülür taneler. Dört parçaya ayrılan nar daha da parçalanarak parçaların gövdesinden ayrıştırılıp tabağın içine dökülmelidir. Nar gövdelerinden bölünen eşeklerde tane kalmayıncaya kadar söküm işlerine devam edilir. Nihayet tane bitince kaşıkla yahut kaşığa benzeyen bir nesneyle yenebilir. Bu sabır gerektiren yeme biçimidir. Çünkü taneler eşelekten ayıklanırken insan dayanamayıp bir kaç tane yiyebilir. Böylesi bir durumda özlem biter. Özlemi bitiren yeme biçimi ise narın tadına varmaya engel olur. O yüzden kesinlikle taneler tamamiyle kaba aktarıldıktan sonra yenmelidir. Dikkat gerektiren yeme biçimi ise zor olmakla birlikte narın bizatihi öz tadına vardıran yeme şeklidir. Dört parçaya ayrılan kısımları da belirli yerlerinden ikiye ve üçe ayırmakla mümkün olan bu yeme şeklinde dikkat temel olgudur. En ufak bir dikkatsizlik nar tanesinin yere düşmesine sebep olur. Parçalar kabuk kısmından sağlı  sollu, başparmak işaretparmağı ve ortaparmakla  tutulup ağza götürülmeldir. Dudaklar küçük parçacıkları ihata etmeli ve üst dudak ve dişlerle taneler eşeleğinden kazınmalıdır. Kazıma esnasında tanelerin koruyucu zarlarının parçalanmamasına da özellikle dikkat edilmedilir. Zaten bu şekilde yemeye “Dökmeden yenebilirse cennete götüren yeme biçimi” de denilir. Bütün bunlar belki portakal büyüklüğünde bir narı yemek için yapmamız gereken eylem ve hesaplardır.

Çıkarılacak hisse ve narın tekabül ettiği anlamlar:

Nar insanların çoğuna sonsuzluk hissi verir. Çünkü buna ait emareler taşır. Bir tane alınan narın içinde saymanın anlamsızlığını idrak ederiz. (ortalama bir narda 900 – 1100 arası tane vardır) Tekilden tümele doğru olanın en somut göstergesidir nar. Her tekilde ayrı bir hazzın var olduğunun ispatı... kabuğun altına vardıkça ve derine indikçe insanı bekleyen tadı imlemektedir nar. Derin düşüncenin insanın varlığına verebileceği zararı sayıp duran anlamlara ve anlayışlara karşı tersi bir ispat. Kabuk ve eşelekteki acılığın duvarına örülü bir haz. Bereketli ve güzel. 


 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Elif Gülce 2017-12-06 14:15:31

Siz hiç nar yerken ağlayan birini gördünüz mü... O tablomu henüz çizmedi ressam. Nar da har var...

banner165