Mehmed Akif, Batı Medeniyeti için “medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” dediğinden dolayı bazı çevreler onun medeniyet düşmanı olduğunu ima ederler. Akif bu sözünde yerden göğe kadar haklıdır aslında. Batı medeniyeti ruhsuz ve acımasız terakkisi ile bir imha medeniyetine dahası bir imha uygarlığına evrilmiştir.

İngiltere’nin başı çektiği sömürgecilik anlayışı geçmişte tüm Avrupa’yı bir veba gibi sarmıştı. Fransa, Almanya, Hollanda, İspanya, Portekiz ve İtalya bu pastadan pay kapmak için Afrika başta olmak üzere Asya ve Avustralya’da kirletmedikleri kara parçası, emmedikleri insan kanı, yok etmedikleri can bırakmamışlardı. Köleleştirdikleri insanları kıtalar arası insan pazarlarında satıyorlar, renklerinden dolayı bu insanlara en ağır hakaretleri yapıyorlardı.

Önceleri kendi muharref inançları uğruna düzenledikleri haçlı seferleri ile yüzlerce yıl bu bölgeye yani Ortadoğu’ya saldırdılar. Kendileri yetmedi Moğolları kışkırttılar. Birçok devlet yıkıldı. İnsanlar öldürüldü. Medeniyet eserleri yok edildi. Kütüphaneler yakıldı. Talanlar, yıkımlar, yangınlar, toplu katliamlar yaşandı.

Selçuklu bunlarla uğraştı ve sonunda yıkıldı. Osmanlı bunlarla uğraştı ve sonunda o da tarih sahnesinden çekildi. Şimdi hedef Türkiye Cumhuriyeti… Ona da terörle, görünmez ekonomik ambargolarla saldırıyorlar.

Hala bizim kitaplarımızda uzun süren savaşlar neticesinde ekonominin iflas ettiği, ordunun yorulduğu yazılır da karşıdaki hayasız akının hiç durmadığından bahsedilmez. Sanki hep biz saldırmışız, sürekli savaş istemişiz gibi çarpıtılır olaylar. Biz barbar oluruz da ne hikmetse bu terminatörler hep çağdaş olur. 

Bu uygarlığın günümüzdeki en önemli temsilcilerinden olan Amerika çağdaş sömürgeciliğin adeta kitabını yazmakta… Dünya üzerinde adını ve yerini dahi birçok insanın bilmediği farklı ülkelerde kurulmuş 400 civarında askeri üsse ve bu üslerde görevli en az 500 bin askeri personele sahip. Bu üsler ile görmekte, duymakta ve bulunduğu yerin her türlü maddi ve manevi değerlerini sömürmekte… Kaoslar çıkarmakta, yönetimlere müdahale etmekte, ekonomik krizler çıkarmakta, PKK, PYD, IŞİD, El Kaide, El Nusra gibi her fraksiyonda terör örgütleri kurmakta, Mısır’da ve biz de olduğu gibi darbeler tezgâhlamakta…

Sonra da çıkan kargaşayı, yaptırdığı darbeyi, kurduğu terör örgütünü bahane ederek ülkelere fiili müdahaleler yapmakta. Tıpkı Vietnam, Dominik Cumhuriyeti, Kuzey Kore, Laos, Kamboçya, Lübnan, Panama, Afganistan, Libya, Irak ve Somali gibi ülkelere ya doğrudan işgal suretiyle ya da havadan saldırarak yaptığı gibi. Bu müdahalelerin faturası olarak da yüzbinlerce insan ölmüş, evlerinden olmuş, ailelerini kaybetmiş, göçe zorlanmıştır.

İşte Batı uygarlığının medeniyet anlayışının tezahürü bu şekildedir. Bugün sınırımızda kendi kurduğu DAEŞ örgütü ile sözüm ona mücadele etme amacıyla bütçesinden 550 milyon dolarlık bir bütçe ayırabiliyor. Tüm bu paralar Sınır Güvenlik Gücü olarak açıkladığı, ancak daha sonra "iç güvenlik ve istikrar gücü" olarak nitelendirdiği 30 bin kişiden oluşacak SDG kamuflajı altındaki PYD+PKK terör örgütü için kullanılacak.

ABD Savunma Bakanlığı, 2019 yılı için hazırlanan bütçe tasarısında DEAŞ ile mücadele kapsamında, SDG yapılanmasına, yani PYD/PKK'ya eğit-donat için 300 milyon, "DEAŞ karşıtı misyona ilişkin sınır güvenlik ihtiyaçları" için de 250 milyon dolar olmak üzere toplamda 550 milyon dolar ayırdığını açıklamakta bir beis görmüyor.

Sırf bu amaçla şu ana kadar 5 bin tırdan oluşan en üst düzeydeki askeri mühimmatı bu örgütlere bedelsiz bir şekilde verdi. Hatta internet üzerinden diğer Avrupa ülkelerinin ve Rusya’nın dahi silahlarının alınıp satılmasını finanse edebiliyor. Tüm bunlar belgeleriyle birlikte ABD’nin ikiyüzlülüğü olarak tescil ediliyor. Ama yavuz hırsız ev sahibini bastırır kabilinden bizim kendimizi savunmak adına yaptığımız harekâttan kaygı duyabiliyor.

İşin projeksiyonu bir yıllık falan da değil. 2018 mali yılında toplam 1,8 milyar dolar ayırdığı "DEAŞ karşıtı operasyonlar kapsamında Irak ve Suriye'de eğit-donat programına" 2019 mali yılı için 1,4 milyar talep ediyor.

Irak'ta ise Peşmerge ve Irak ordusunun eğitimi ve teçhizat yardımı için ise 850 milyon dolar ayrılmış. Bölge bu şekilde karışmış durumda iken ayrılan bu bütçeler önümüzdeki yıllarda da burasının karışmaya devam edeceğini göstermekte. Öte yandan şu an bölgede terörle mücadele adı altında tam 62 koalisyon ülkesi faaliyet gösteriyor.

Şimdi siz bu ikiyüzlülüğe insani bir kılıf bulabilir misiniz? Ya da bu kıyımı hangi medeniyet tasavvuru ile açıklayabilirsiniz?  Bu kadar milyarlık doları bölgedeki insanların insani ihtiyaçları için –okul, hastane, altyapı, barınak, yiyecek, içecek, giyecek, üretim- harcamış olsalar bölgede bırakının insanların burnunun kanamasını, karıncalar dahi incitilmezdi. İşte o zaman siz bu yapılanlar için uygarlık hareketi, medeniyet. Çağdaşlık diyebilirdiniz haklı olarak. Ama nerde?

Afrin Harekâtı ile bu gizli planlara bir nevi çomak sokulmuş durumda. Başbakanımızın açıkladığı gibi biz terör örgütlerine bir Osmanlı tokadı vurduk. PKK'nın belini kırdık. Şamar o kadar sert oldu ki terörün hamileri bile rahatsız oldular. Şu ana kadar bölgede 1600 terörist öldürüldü, 674 hedef imha edildi.

Sayın Başbakanımız yapılan iki yüzlükleri bir bir sıraladıktan sonra haklı olarak soruyor. “Bu nasıl terörle mücadeledir? Bunun cevabını birisi vermeli.”

Evet birisi bunun cevabını da vermeli ve bunun hesabı da sorulmalı. Her gün şehitler kervanına bir yiğidimizi uğurluyoruz. Sabrımıza bir çivi daha çakıyor, yüreğimize yeni bir ataş daha yakıyoruz. Rabbim yüreğimizi yakanları Kahhar adıyla helak etsin.

İşte son olarak Merkez Kalehisar Köyümüz nüfusuna kayıtlı Mustafa Eker’i uğurlayacağız. Rabbim ailesine ve milletimize sabrı cemiller ihsan etsin. Şehadeti kutlu olsun. Yazımıza Mehmed Akif’le başladık, yine onun bir mısraıyla bitirelim.

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.