ELVAN YILMAZ/elvanyilmaz_19@hotmail.com
Askerlik yaptığım yerde birkaç çığ tüneli vardı. Anadolu’nun bağrından görevini doğunun en ücra köşesinde yapmaya gelmiş çömez bir başçavuş, çığ tünelini görünce itici bir ses tonuyla üsteğmene; ‘Komutanım, buradan dağı kaldırmışlar, tünel kalmış. Neden tüneli kaldırmıyorlar, tüneli de kaldırsalar iyi olmaz mı’ demişti.
Tüneli kaldırdıklarında, ebesinin damına mart çığı düşeceğinden haberi yoktu.
“Varlığım Türk varlığına armağan olsun” diye bir söz var. ‘Varlığım TÜBİTAK’ın varlığına armağan olsun’ demedikten sonra, bu ülke muasır medeniyetler seviyesine ulaşamaz.
Bu ülkenin en büyük sorunu, akıl barajlarının, ‘kıt kaynaklar’ seviyesine düşmesidir.
Birkaç gün önce Mustafa Demirer’in, ’Kim, ne için özür dileyecek’ başlıklı Çorum Belediyesi’yle ilgili bir yazısı vardı.
Yazının altında: “Sende değil kabahat Külcü sende değil. Elvan Yılmaz sen de, biraz daha öv Belediyeyi, Belediyespor’u. Böyle destek verdiniz işte” yorumu var.
Bugüne kadar bütüüün yazdıklarımı k.çına anlamış. Veya k.çı kafasında. Nasıl anlatayım, ne anlatayım?
Sap yedikten sonra saman dışkılayan arkadaş, sapı yedikten sonra tavsiyemdir, üzerine tuz yala. Köydeki Hüseyin amcam sapı yedirdikten bir süre sonra mallarına tuz yalattığını söylerdi.
Ey güzel Allah’ım, ey kurban olduğum Allah’ım, sen akıl dağıtırken nasıl pas geçtin bunu. Eyy Muzaffer Külcü, sen bu şehrin suyuna havasına ne katıyorsun kardeşim? İnsanlarımızın kafası nasıl böyle güzel olabiliyor?
Yoksa bazı semtlere mahallelere torpil mi geçiyorsun? Biz de isteruuzz onun içtiğinden.
Dört beş yıl önce ulusal medya gruplarından birinin dergisinde Stalin’in insan kasabı, acımasız gaddar bir lider olduğunu yazmıştım. Dahası tereciye tere satmış, kendi evlerinde onlara nara atmıştım. Uzun bir yazıydı.
ODTÜ’lü bir öğrenci bu yazıyı okuduktan sonra benle tanışmaya Çorum’a gelmişti.
Hürriyet parkının yanında bulunan çay ocağında, birer tabure çektik altlarımıza, saatlerce konuştuk. O vakit yirmi iki, yirmi üç yaşlarındaydı.
Makine mühendisliği okuyordu ancak çarkları iyi dönmüyordu. Karslı, benim gibi alt tabaka bir ailenin çocuğu idi.
Yanıma geldiğinde bana karşı tepkili ve fanatik Stalinci olan bu genç, dört beş saat sonra yurtsever ve Stalin’in katlettiği, Troçki hayranı olup Çorum’dan ayrılmıştı.
Hele sen de bir yanıma gel.
Seninle hasbıhal edelim. Demli çaylarımızla birlikte sigaralarımızı tüttürelim. Beni bir tanı, hangi dağın efkârıyım bir öğren. Hangi dağın kışıyım, yazıyım bir not et.
Yok, sen gelmezsen çağır beni, ben geleyim. Gök ağlamayınca, yer gülmez. Toprak suya kavuşmayınca, dünya canlı için dönmez.
İster, ‘cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol’ diyen Mevlana’dan konuşalım, ister, ‘ sen kendini aziz tutarsan başkaları da aziz bilir’ diyen Montaigne’den konuşalım.
O da kesmedi mi, mitolojiye girelim, felsefeye girelim. Seninle kayıp ‘Mu Kıtası’nı konuşalım. Sümerleri konuşalım. Mit olmuş dinleri konuşalım. Ünlü felsefeci Osho’nun puştluklarını konuşalım.
Belediyespor’dan bahsettiğine göre futboldan anlar gibi görünüyorsun. Uruguaylı ünlü yazar Eduardo Galeano’nun ‘Gölgede ve Güneşte Futbol’ kitabıyla ilgi biraz lakırdı edelim senle. İstersen o kitabı hediye bile edebilirim.
Henüz konusu da sıcakken, Filistinli Leyla Halid’in evde oturup yemek yapmak yerine silahı eline alıp Filistinli gençlerle boyunlarındaki zincirleri kırıp, nasıl paramparça ettiğini, Yahudi köpeklerine karşı ne mücadeleler verdiğini ve şimdi neden o topraklardan Leyla Halid’ler yetişmediğini konuşalım.
Nasıl bir bezirgânsın görelim anlayalım. Retronda ne var? Varsa, o derin allameliğinle gargar olayım.
Yeri gelmişken tv19'da analiz programı yapanlara bir çift sözüm var.
Birinin arkasından bi ton laf ettikten sonra, nasıl hiçbir şey olmamış gibi can ciğer oluyorsunuz, bi anlatsanız söz bir şey demeyeceğim.
Biraz edep elvannn ebenin damı yok sap yemek falan birde gazeteci arkadaş bizim çorumlularda çok beğenmiş yazılanları
yazıyı kime yazmış,ne için yazmış cok ilgilenmiyorum ama, bu yazı tüm yalakalara,birsey bilmeyip cok bildiğini zannedenlere, mamasından vazgeçemeyip rotası şaşanlara,kendi çıkarlarını kamu çıkarlarından üstün tutanlara gelebilir sanki.....
Eleştiriye gelemeyenlere at gözlüğüyle etrafına bakarsan Elvancım sanada bişey diyenler çıkar her zaman üstüne alınmak isteyenler alınabilir
Sarıyerli rumuzlu arkadaşseninki çelişki değilmi Elvan şimdi Külcü'yü övüyor oysa Hakimiyeti alan zaten Külcü neden kaçtı o zaman Elvan bey
Elvan abi seni hiç böyle sinirli görmemiştim. Kimlere sinirlendin Allahbilir yine huysyz adam.
Lütfen yorumlarımı yazar mısınız? Elvancımın nasıl köşesi varsa benimde yorum hakkım var. Kıvırmak; kalçada şık duran bir eylemdir. Kişiliğinize taşımayın lütfen!
Elvanın ettiği bu laflar kime çarptıysa onun yerinde olmak istemezdim.