Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan ile göreve atanmadan bir süre önce, yani adaylık sürecinde tanışmıştık. Türkiye’de ilk 10 arasında yer alan İstanbul Teknik Üniversitesi’nden çıkıp gelmişti. O dönemde sıkı geçeceği önceden belli olan rektörlük seçimleri vardı. Öte yandan kurucu rektör şehirle diyalog kuramamış, tabiri yerindeyse bize enkaz bırakıyordu. Üniversite siyaset, bürokrasi ve sivil toplumun samimi çabalarına rağmen üniversite arzu edilen gelişmeyi gösterememişti.

Rektör Alkan’ı adaylık sürecinde yakından gözlemledik. Başlangıçta heyecanı, hizmet etme gayreti, hiperaktifliği, nezaketi, üslubu, ufku ve vizyonu, şehri ve hemşehrilerinin yapısını yakından tanıması ve en önemlisi makuliyetçi tavırları ile dikkatimizi çekti. İlerleyen zamanlarda basın toplantıları ve hayata geçirdiği projeleri ile tanışıklık düzeyi bir üst seviyeye çıktı. Terleten sorular yönelttiğimiz özel söyleşimizde memlekete vefa borcunu ödeme isteği ve samimiyetine şahit olmuştuk. Süreç içinde şehrin tüm katmanlarıyla sıcak ilişkiler kuran Rektör, beğenilen icraatları ile adından söz ettirdi. İki dönemde üniversite, şehir gelişti. Ciddi katma değerler elde edildi. Her alanda ufuk açıldı. Yeri gelmişken onu en çok yıpratan ve yoran da ‘dengeci’ duruşu oldu.

Yaptıkları, yapmadıkları ile değerlendirdiğimiz Rektör’ün son günlerde üçüncü dönemde de görevine devam edeceği konuşuluyor. Diğer taraftan kapıları tamamen kapatsa da, Çorumlu’nun ekseriyeti ona siyaset kulvarını da yakıştırıyor. Bu yılın başında düzenlediği geniş katılımlı basın toplantısında kendisine aynı soruyu yöneltmiştik. Siyaseti kesinlikle düşünmediğini, sevdiği tek işin akademisyenlik olduğunu ilk kez o zaman açıklamıştı. Diğer taraftan gördüğümüz kadarıyla Rektör ne kadar siyaset arenasında yer almayı düşünmediğini kesin bir dille ifade etse de, Çorumlu nezdinde bu sözler yer etmiyor. Çünkü Alkan, görev süresi boyunca çok ciddi bir bütçeyi elinde bulundurmasına rağmen hiçbir zaman akçalı işlerle anılmadı. Sorumlu olduğu Çorumlu’ya yaptıklarının yapmadıklarının hesabını vermeye özen gösterdi. Çalışmadığını zaten kimse söyleyemez. Üstüne üslük bulunduğu makamın nüfuzunu kullanarak zenginleşmedi. Eee öyleyse ‘kırmızı çizgi’ diye tanımladığımız defoları olmadığına göre pek tabi siyasette olma ihtimali onun da en doğal hakkı.

Yerel seçim sürecine girerken ortalık birden hareketlendi. Sicilleri tartışılan esas aktörler bir kenara bırakılıp ikinci adamların, imza yetkisi bile olmayanların üzerine gidildi. Kabahati, yanlışı olanlar varsa elbette hesabı sorulmalı, kimsenin itirazı olamaz, olmamalı. Ancak o dönemde güç karşısında sus-pus olanlar bugün sahte mecralar üzerinden salvolara başladı. Her yol mübah diyerek geçmişten gelen kişisel kinlerini bugün kusanlara da maalesef şahit oluyoruz.

Bu arada bir yandan da toplumda müspet manada karşılığı olanlar, şehirde, insanlarda olumlu iz bırakanlar hakkında dedikodular üretilmeye başlandı. Her seçim dönemi yaklaştığında izlediğimiz filmi tekrardan seyrediyoruz gibiyiz bugünlerde.

Bu sabah Obruk Barajı’nda gerçekleştirilen proje ile ilgili görüştüğümüz HİTÜ Rektörü Alkan’a önümüzdeki süreçte planlarını tekrar sorduk.

Rektör Hoca aynen şunları söyledi:

“Bugün itibariyle tam 8 ay sürem var. 17 Mayıs 2019 günü görevim sona erecek. Daha öncesinde iki dönem kuralı nedeniyle bir daha rektör olma şansımız yokken, bugün itibariyle mevzuat gereği  rektörlerin süre kısıtlanmadan görev yapabilmeleri artık mümkün. Mayıs 2019’da eğer mevcut yasal dayanaklar uygulanırsa elbette bizim rektörlüğümüzün devamı mümkün. Ancak bu konuda şimdiye kadar diğer iki rektörlük seçiminde talebimiz olmadığı gibi, bizim bir şey söylememiz mümkün değil. Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirine göre o süreç şekillenecektir. Ancak altını çizerek söylemek istediğim bir şey var ki, benim sorumlu olduğum ve yetkili olduğum çok kıymetli bir 8 ayım var. Ve ben bu süreyi, önce diş hekimliği ve Veteriner Fakültesi’nin akademik alt yapısını oluşturmak, üniversite sanayi işbirliği konusunda projelerimizi hayata geçirmek ve elbette devam eden işlerimizi tamamlayarak kullanacağım. Bu konu Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın inisiyatifindedir.

Kimi zaman siyasetin farklı yerlerine bizi koyuyorlar ve bu anlamda da yıpratmaya dönük bir takım sözler ve haberleri üzülerek görüyorum. Şunu çok net olarak ifade ediyorum ki; Çorum’da rektörlüğün dışında hiçbir şekilde, hiçbir koşulda ve hiçbir surette, yapabileceğim hiçbir görev bulunmamaktadır. Ve bu yaşadığım sürece de olmayacaktır. Şu anki hedefim Mayıs 2019’da uzun süredir ihmal ettiğim ailemle birlikte alacağım karar kapsamında ya geldiğim üniversiteye dönmek ya da emeklilik şeklinde bir hayat olacaktır. Ancak Çorum’da kalmamız rektörlük ve akademisyenlik görevi dışında kesinlikle söz konusu değildir.”

Rektör Hoca’nın sözleri bu kadar katî ve kesin. Haddim değil elbet ama naçizane fikrim, bu kadar kesin konuşmak hele memleket söz konusu olduğunda çokta doğru değil. Bugün Rektör olarak memleketine katkı sağlayan kaliteli, liyakat sahibi bir isme başka bir görev de pekâlâ verilebilir. Olura bir yerden bir rüzgâr eser, Cumhurbaşkanı’nın önüne konulan isimler arasında Prof. Reha Metin Alkan da olabilir. Kim bilir? Biliyoruz ki, ‘olmaz olmaz’ diye bir şey yok. Arzumuz ise Çorum için en iyisinin olması.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.