GÜLESİN AĞBAL DEMİRER

İlk sahne: AK Parti Çorum Belediye Başkan Adayı Dr. Halil İbrahim Aşgın’ın isminin açıklanmasının ardından Çorum’da teşkilatın yaptığı ilk aday tanıtım toplantısı. Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin katıldığı toplantının haberini verirken iktidar partisinin adayı Aşgın’ın ön planda olduğu (doğal olarak öyle olması gerekir) bir fotoğraf arıyoruz, ama nafile. Özhaseki’nin hemen yanıbaşında Aşgın’ı arıyoruz, ıııhhhh. Aklımızda böylesi garip bir sahne çakılı kalıyor.

Bizim çok güzel atasözlerimiz var. ‘Kol kırılır yen içinde kalır’ mesela. (Bu sözü yazının sonunda tekrar hatırlamak gerekecek.)

Gel zaman git zaman, ara ara küçük sahneler düşüyor önümüze; AK Parti Milletvekili Ahmet Sami Ceylan ve teşkilatlar ile Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın’ın aralarının yağ-bal olmadığına dair.

Yakın zamandan bir sahne; Halk otobüsü işletmecileri ile Çorum Belediyesi arasında yaşanan bir anlaşmazlıkta bazı işletmecilerin talebi ile Milletvekili Ceylan müdahil oluyor. Ceylan tarafından bir sahur vakti yapılan açıklamada sorunun çözüldüğü belirtiliyor. Saniyeler geçmeden Çorum Belediyesi’nden gönderilen mailde, üslubun sertliği bir tarafa ‘sorunun çözümünde kimsenin arabulucu olmadığı’ anlamındaki ifade dikkat çekiyor.

Ve dünkü sahne: AK Parti İl Teşkilatı’nın Park Bahçeler Müdürlüğü bahçesinde düzenlediği bayramlaşma. Milletvekili Ceylan gecikmeli geldiği bayramlaşmada fonda “Aslan gibi yüreği, bükülmüyor bileği, bir merhamet çiçeği, aşkın adı Recep Tayyip Erdoğan” müziği çalıyor. Ceylan ise yanında Merkez İlçe Başkanı Erhan Akar, Gençlik Kolları Başkanı Muhammed Fatih Temur ve diğer partililerle alana giriş yapıyor.

Salondan bir başka sahne: Kürsüye övgü dolu cümlelerle davet edilen Ceylan’ın konuşması partili gençlerin coşkulu tezahüratları ile kesiliyor, bol bol sloganlar atılıyor.

Diğer konuşmacılar ise sahneye daha sade cümlelerle davet ediliyor.

Ve son sahne: Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın partideki birlik ve beraberliği, dava bilincinin önemini vurgulayan,  kişisel ihtirasları, ayak oyunlarını kötüleyen konuşmasında, “Şunu açıkça söyleyim, AK Parti’nin AK Parti’den başka dostu yok. AK Partililer’in AK Partili’den başka düşmanı da yok. Eğer biz Recep Tayyip Erdoğan’ın davasında samimiysek, Recep Tayyip Erdoğan’ın davasında o taşı gediğe dikeceksek, hep beraber hepimizi alkışladığımız gün, gönüllerimiz birbirimizle muhabbetle buluştuğu gün, ‘ben-sen’ demeyip ‘biz’ dediğimiz gün, bu davaya samimi inandığımız gün, hiçbir ikbali, hiçbir hedefi, kişisel hiçbir ihtirası, çıkarı önümüze koymayıp da, sadece Allah’ın davasını önümüze koyduğumuz için, ayak oyunlarına girmeyip,  tek oyun oynayanın Allah’ın olduğunu bildiğimiz için, bütün tuzakları bozanın Allah olduğunu bildiğimiz için, Allah’ın izniyle o dava taşını gediğe koyacağız. AK Parti’yi daha diri görmek istiyorum. Birlik içinde görmek istiyorum. Daha beraberlik içinde görmek istiyorum. Daha kardeşlik içerisinde görmek istiyorum… Allah’ın izniyle 2023’e yürüyoruz. Eğer 2023’e yürüdüğümüz bu yolda ‘ben-sen’ dersek, ‘ben bir adım öne geçmek için öbürüne çelme takmam lazım’ dersek, sesimizi güçlü çıkartmazsak, ayağımız tökezlerse, Recep Tayyip Erdoğan’ın ayağı tökezlerse, bir mıh bir çiviyi götürürse, bir çivi bir atı düşürürse, bir at bir komutanı düşürürse, bir komutan zaferi kaybederse –Recep Tayyip Erdoğan’dır burdaki komutan- onu düşürenlerden Allah’ın izniyle yakasına yapışıp tek tek hesaplaşacağız ve ben onların yakalarını tek tek tutacağım, yüzlerine, gözlerine bakarak onlara diyeceğim ki; “Adam gibi adam olacağız. Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında olacağız. Yalamalık yok. Herhangi bir şekilde dünyevi çıkar, ihtiras yok. Madem bu dava haktır diyoruz, o zaman dimdik Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında duracağız.” sözlerini sarfediyor.

Aşgın’ın kürsüye daveti ile nümayişçi gençlerin arkaya geçmesi de küçük bir detay. Bu detayı o anda orada farkeden Başkan Aşgın da konuşmasının bir yerinde “Arkaya geçen gençlik kolları, yanda kadın kolları…” cümleleriyle dillendiriyor.

Bu yazının sonu: AK Parti’de artık kol kırılıyor, yen içinde kalmıyor.

(Küçük bir not: Parti içi çekişmeler siyasetin doğasında var. AK Parti daha siyaset sahnesinde yokken de  yerelde bile parti içi çekişmeler yaşanır ama gerçekten kol kırılır yen içinde kalırdı. Tecrübeli siyasetçiler adabıyla, üslubuyla, en azından kamuoyu önünde nezaketle siyaset yaparlardı. İç çekişmeler hissedilir, ancak seçmene ve alınan oya saygı gereği, ya da ne bileyim dışarıya karşı ‘birlik’ görüntüsünün önemine binaen alenen çekişilmez, alelade yollar tercih edilmezdi. Anlayan anlasın.