ELVAN YILMAZ
Kararlılık insanın vazgeçilmez gücüdür. Hayattaki başarılarınızın püf noktasıdır. Gerçek bir karar kendini hemen belli eder. Tüm davranışlarınızı kontrol altına alır ve bir anda değişmenizi sağlar.
Önünüze çıkacak tüm engellere karşı çok daha iyi bir şekilde devam etme gücünü bulursunuz. Tüm dünya bile karşınıza dikilse siz yine tüm kararlılığınızla yolunuza devam edersiniz. Bir süre sonra siz hedefinizi kovalamaya başlamak yerine, hedefleriniz sizi kovalamaya başlar.
Kendinize olan güveni artırmanın en iyi yollarından biridir, verdiğiniz kararın arkasında durmak.
Bir maç sonrası Fahrettin Sayhan’la yanındayım pozları veren, bunu gazetelere servis ettiren adam.
Bir hafta sonra Teknik heyetin işine son verdi, Genel kaptanı gönderdi, masörü gönderdi, futbolcuyu kadro dışı bıraktı.
‘Tak’ diye yaptığını ‘şak’ diye bozdu. Nebati gündem oluşturdu.
Neymiş; futbolcular istemiş o da yapmış. Bu takımı sen mi yönetiyorsun futbolcular mı? Aldığın kararlar karşısında dik duramaz mısın kardeşim.
Kendine bir anlam bir özellik yüklemeye çalışıyorsun, ama kesinlikle senden spesifik bir başkan çıkmaz.
Filozof Euripides'in, “Orestes” adlı eserinde şöyle bir bölüm var:
Bilgin ihtiyar:
“Heyhat! Korkuyorum söyleyeceğim şeylerden.”
Öğrenme aşkıyla dolu Tanrı Oedipus ise şu yanıtı verir:
“Ben de duyacağım şeylerden; ama duymak zorundayım.”
İyi dinle Fatih Özcan. Bu anlattığım ve aşağıda anlatacaklarım seni anlatıyor. Bazen duyacağın şeylerden korkuyor olabilirsin, ancak duymak zorundasın.
Tasarım; çiviyi doğru yere çakmaktır.
Bir duvara çivi çakılacağı vakit, çekicin, kas kuvvetinin beraberinde, duvarın neresine çakılacağı ve kaçlık çivi olacağı bilgisini de değerli bulduğumuz gün, ‘tasarlayarak yapmak’ insanları normalleştirir, daha güzel hayata iter.
Güçlü iradeye sahip olamayan insanlar kendilerine hâkim olamadıklarından, sürekli kararlar alırlar. Bu kararların arkasında durma gibi niyetleri ise yoktur. Dolayısıyla da onlar için karar almak oldukça basittir.
Başarıyı yakalamış olanların en önemli avantajlarından biri şudur: Kendilerine saygıları olduğundan, alınan her karar onlar için eylemi ifade eder ve hemen eyleme geçerler.
Bu hep böyledir. Hiç duydun mu çok başarılı bir kişinin bundan sonra "şöyle yapacağım" deyip hiçbir şey yapmadığını. İşte kişilerin verdikleri kararların arkasında duramamasının nedeni budur.
Her başarısız sonuçtan sonra takımın adı üzerinde spekülasyon yapıyorsun. Sıkıştığında bazen hesap soracağım, bazen de takımın adını şöyle değiştireceğim böyle yapacağım diyerek, gündem değiştirip başarısızlığını örtmeye çalışıyorsun.
Amacına erişmek için izlediğin yolda, metodolojik hatalar var.
Ne yapıyorsun sen, ne yapmak istiyorsun. Bakkal Hasan’ın veresiye defteri dahi bu kadar karalanıp silinmez/ değişmez.
Biçtiğini beğenmiyorsan ektiğini gözden geçirmelisin.
Kocaelispor maçından sonra yine Instagram hesabından esmiş gürlemişsin güya. Görünen o ki, yine kendince kararlar alacaksın. Önceki kararlar gibi geri basacaksan sakın karar alma, gülünç oluyorsun.
Alacaksan, aldığın kararların arkasında aslanlar gibi dik durmayı bileceksin. Aldığın ilk kararda, yol arkadaşlarım dediğin -birlikte pozlar verdiğin- hiçbir yaraya pansuman ol(a)mayacak adamları yanından uzaklaştırmak olmalı.
İki yanlıştan bir doğru çıkmaz, tekeden süt sağılmaz, balda tuz bulunmaz, suda ateş yanmaz.
Yıllar önce okuduğum işe yaramaz bir kitaptaki tek işe yarar cümle şuydu; İnsanın kullandığı ilk alet başka bir insandır.
Bu cümle belki senin de işine yarar, kendini kullandırma.
Dur bitmedi.
Bir tarihte, evinde yangın çıkan bir vatandaşın komşusu telaşla itfaiye şoförüne gidip, “ Evi söndürebilecek misiniz?” diye sorduğunda, şoför, “ Amca evi söndürmemiz zor. Ama arsayı kurtarabileceğiz galiba” cevabını vermişti.
Takımı bir üst lige çıkaracağım diyorsun, amma ve lakin bu gidişle biz, arsayı da kurtaramayacağız galiba.
Sahi, nasıl güveneceğiz sana?
Shakspeare’in güzel bir ifadesi var; “Hiçten hiç çıkar. Yani aslında hiçten hiçbir şey çıkmaz."
Öyle güzel yazmış öyle dizayn etmiş öyle anlatmış anlatacağını üç defa okudum her okuduğumda ayrı bir haz aldım. Ancak bir insanın profilini şekilde kaleme alınabilirdi. Eline sağlık.
Fatihciğim bu Elvan diğer gazetecilere benzemez. Hani şu gazeteci kılıklılar varya, kendini gazeteci sananlar. Onlara benzemez bu Elvan. Bence dikkate al bu adamı. Ne yaptığını çok iyi bilir. Mahallenin ayrık otudur bu.
Başkan Hamiti gönder.Bir işe yaradığı yok.Bir de başta kaleci olmak üzere bazı futbolcular haftanin çoğu gününde FAS cafede nargile çekiyorlar.Gerekeni yap.
Sahaya girip olay çıkaran masörü, diploması olmayan Serkan Güney'i, Oğuzhan'dan tam takım kurtuldu derken bitpazarına nur yağdıran Fatih Özcan sen değilmisin demek istemiş elvan. Bence bu yazının türkçesi bu.
Tekrar tekrar okudum çok güzel yazmışsın tebrik ediyorum. Çorum’da böyle bir yazar gerçekten ilginç harcanıyorsunuz bence
Helal olsun Elvan beye. Tebrik ediyorum.
Çok güzel yazmış. Selamlarrrr
Bazen gerçekleri konuşmak gerekir. Elvan abi yazın çok güzel tebrik ederim sonuna kadar da arkandayım bu konuda
Evirip çevirmeye gerek yok. Hamit Işık, Mustafa Altunkaya ve Oğuzhan Yalçın bu takımda olduğu sürece bu takımdan hayır gelmez. Boşa yorulma başkan