ELVAN YILMAZ
Kireci dökülmüş, duvarı bükülmüş, toprak sedirli evlerde öğrenmişiz insanı sevmenin iyiliğini-güzelliğini.
Kötülüğe meydan vermemişsek, kirli su karıştırmamışsak yüreğimizin denizlerine, insanın alınıp satıldığını bilmemişsek saflığımızdan değil; bitimsiz insanlığımızdan, adam gibi adam olduğumuzdandır.
Dönüp durduğumuz yerde, koştuğumuz yerde el ele, kol kola oturmuşuz. Sofralara sevgiyi katık etmişiz.
Beraber düğünlere de gitmişiz, ölümlere de hiç tereddütsüz.
Kadınıyla, çocuğuyla, genciyle yaşlısıyla güneşin kanatlarından akmışız yarınlara. Leke sürdürmemişiz ak'lığımıza.
O, bu, şu demeden. Ayrım gözetmeksizin, hep aynı değerde sevmişiz insan olanı.
Sevincimizi birkaç gülücük boyu artırıp, ölümüne komşuluklar, dostluklar arkadaşlıklar edinmişiz.
Öpmüşüz alnından.
Hiç kimse kirletemez bu güzelliğimizi.
İkilik, üçlük, dörtlük yapanlardan uzak durmuşuz.
İnsan çocukken bil(e)mez, ama çocukların, hesapsız kitapsız şekilde gördüklerini söylediklerine yaşamımız boyunca defalarca tanık oluruz.
Danimarkalı yazar Hans Christian Andersen’in ünlü “Kralın yeni elbisesi” adlı masalında, dış görünüşünden başka hiçbir şey umurunda olmayan krala iki uyanık terzi, olağanüstü bir elbise dikme sözü verirler.
Terzilerin iddiasına göre, “bu elbiseyi sadece, ahmaklar ya da makamını hak etmeyenler göremez”. Kralın yardımcılarının hiçbiri elbiseyi görmediği halde makamlarını kaybetmemek için krallarına gerçeği söyleyemez.
Kral da ahmak damgası yememek için susmaktadır. Ve Kral nihayet bir gün, halkın arasına yeni elbisesiyle yani çıplak şekilde çıkar.
Başlarına bir şey gelmesin diye korkan ahali aslında olmayan elbiseye övgüler dizip çıplak kralı alkışlarken, kalabalıkta bir çocuk, “Aaa kral çıplak!” diye bağırır. “Neden krala kimse bunu söylemiyor?” diye de sorar.
Etraflarını sadece yalakalarıyla dolduran güç sahiplerinin düşebilecekleri halleri nefis anlatan bir masal bu.
Deliler de çocuklar gibi gördüklerini doğrudan söyler. Kimse hoşlanmayacağı doğruyu konuşan bir deliye veya çocuğa düşmanlık beslemez.
Bu şehirde doğruyu söyleyebilmek adına, ya deli olacaksın, ya çocuk. ‘Veli’ dahi olamazsın. Zilli Kurt olursun.
Kurtlar Anadolu’da bir koyun ağılına girdi mi, bir tanesini yemez hepsinin boğazını sıkar.
Kurdun ağzı değen koyun yaşamaz. Kurt çeker gider.
Köylüler de kurdun ardından giderler, kurdu yakaladıktan sonra öldürmezler. Kurdun boğazına sağlam bir kirişle zil takarlar. Kurt ne koyuna yaklaşabilir ne köye. Zilli Kurt acından ölür.
Bizim şehrimiz insanlarının bir bölümü hâlâ kültür, bilgi, sermaye fukarasıdır. Uzlaşma kültürüne yabancıdır. Hâkim his sevgi değil nefrettir, karalamadır. Hâkim eğilim kucaklaşma değil itmedir.
İtaat et, rahat et!
Ne âlâ memleket değil mi?
Ebu Zer'e (r.a) sormuşlar yalnızlık zor değil mi, neden yalnız yaşıyorsun?
Cevap verir Ebu Zer (r.a): İnsanlar daha zor.
Artık Allah’ın gözüne batıyorsunuz biraderler. Bir ara verin, bir soluklanın…
Yorulmadınız mı?
NOT: Rumi Ispanak’ın gereksiz yere ‘Yeni Çorumspor’ adına yaptığı itiraz spor camiasında tepki görünce, doğruyu bulması fazla sürmedi.
Ispanak’ın Yeni Çorumspor’a karşı önce efelenen sonra da mülayim hale gelen bu tavrı ister istemez aklıma bilindik bir fıkrayı getirdi.
“Adamın biri kahveden içeri dalmış “Heeeeyyyt be” diye nara atmış. “Var mı bana yan bakan.” Kahvedekiler şaşkın bakışlarla adamı izlerken arka sıralardan iri kıyım biri kalkmış, “Ben varım, ne diyorsun sen” diye diklenmiş.
Adam karşısındakine şöyle bir bakmış sonra yanına koşup koluna girmiş ve “ Heyyyt be” diye aynı narayı patlatmış, “Var mı abimle bana yan bakan.”
Yorulmazlar Elvan Yılmaz, duvara toslayana kadar devam.
Gecenlerde gitti gidiyor diye yazi yazdin milleti ötekilestir meye calistin o yaziya ne oldu simdi birlik beraberlikden bahsediyon ok gibi olun ya bi gun ayri bu gun ayri yaziyon
bizim küçük kralda çıplak. ama montaj diyo :))
Çorumspor un derdi,Çorum u gerdi.Aç televizyonu dünyanın öbür ucundaki futbol müsabakasını seyret.Adı yeni,eski,belediye olsa ne olur?Üst liglere taşınsa ne olur?Tutunma imkanı olmayınca...
Ne demek istediğini anlayamadım İskender bey rumuzlu kardeşim.Elvan bey şimdi heytt agbim.ile bana var mı yan bakan demek istedi.