Karaman’dan çarpıcı tespit

İslam Hukuk Profesörü Hayrettin Karaman, ‘Eksiğimiz iyi yetişmiş insandır.”dedi.

29 Eylül 2019 Pazar 11:32
Karaman’dan çarpıcı tespit

İslam Hukuk Profesörü Hayrettin Karaman, ‘Eksiğimiz iyi yetişmiş insandır.”dedi.

Karaman, Yeni Şafak’ta yayınlanan yazısında, hayatın her alanında yeterli kalite ve sayıda sahip olduğumuzda ilerlemenin mümkün olacağına dikkat çekti.

İşte o yazı;

Bilimde, felsefede, teknolojide, siyasette, üst düzey devlet görevlerinde, irşadda ve eğitimde muhtaç olduğumuz insana, yeterli kalite ve sayıda sahip olduğumuzda “ülkemizi ve bağımsızlığımızı korumak, Müslümanlar olarak İslam’ı hakkıyla temsil ederek ümmeti toparlamak ve insanlığa kurtuluş yolunu göstermek, yalnızca göstermekle kalmayıp hürriyet ve adaleti bütün dünyada hakim kılmak” şeklinde özetleyebileceğimiz asıl davamızı gerçekleştirme yolunda ilerlememmiz mümkün olacaktır.

Son günlerde yoğunlaşan “insan modelimiz ve yetiştirme yolu” üzerindeki tartışmalar, yazılar, resmi ve sivil teşebbüsler eksiğimizin farkında omak bakımından ümit vericidir.

“Kavganın kimseye faydası yok, bu filmleri çok seyrettik, 80 öncesi bir nesili kaybettik, 15 Temmuz öncesi bir nesili kaybettik, artık çağdaş, birbirini seven ileri düzeydeki ülkeleri yakalayacak bir nesil yetiştirmeliyiz, biz buharlı makinayı, matbaayı ıskaladık, şimdi bir şansımız var, dünya üç boyutlu eğitime geçiyor, bizde de eğitimimizi yenilemeliyiz ki, çağdaş ülkelerle birlikte yarışalım yoksa sömürü çemberinin içinde kalacağız, sonuçta birbirimizi boğazlayarak acımız dinmeyecek…”

Yukarıdaki paragrafı bir watsap grubundaki mesajdan kaydetmiştim. Benzeri mesajlar ve yazılarda eksik gördüğüm husus “insanımızı kucaklaştıracak ve çağı yakalayıp aşacak bir nesli” yetiştirmek için bence şart olan manevi kılavuzun ve harcın eksikliğidir. “İleri düzeydeki ülkeleri yakalayıp orada kalacak bir nesil” bu ülkelerin içine düştüğü çağdaş krizi çözemeyecek, insanlığın ıztırabını dindiremeyecektir. Doğru anlaşılmış ve özümsenmiş bir İslamın kılavuzluğu olmadıkça çağdaş bilim ve teknolojinin insanlığa getireceği şey, erdemin ve adaletin değil, gücün hakim olmasından ibarettir. Bugün en güçlü devletler, zayıfları sömürme bakımından en zalim devletlerdir.

Şu halde bize lazım olan çağdaş bilimlerin ve teknolojinin yanında İslam imanı, hayat yolu ve ahlakıdır. Milli eğitim ve kültür politikamız “çağdaş insan yetiştirmeyi” değil, “çağı yakalayıp kendi değerleriyle aşan insan” yetiştirmeyi hedeflemelidir. Okullardaki seçmeli dînî derslere ve İmam Hatip Okullarına bile tahammül edemeyen bir zihniyet ile bu kutsal amaca ulaşmak mümkün değildir.

Evet, eksiğimiz iyi yetişmiş insandır ve bu eksiklik bir asır öncesinden beri hissedilmiş, zamanın resmi kurumlarından ümit kesen hamiyyet sahibi ve iyi yetişmiş bir avuç insan ortaya bir örnek (Islah-ı Medâris) koymuştur. Birkaç yazıda yolu ve yöntemi bugün de geçerli olan bu yöntemi hikaye edeceğim (Geniş bilgi için benim İslami Hareket Öncüleri isimli kitabımın dördüncü cildine bakılabilir).

Zeynelâbidîn Efendi, Islah-ı Medâris-i İslâmiye hareketini, doğuşu ve ortadan kaldırılışı itibariyle derinden etkilemiş bir zattır. Paşa Dairesi, bir zamanlar “Zeynelâbidîn Efendi Medresesi” olarak anılır olmuştur. Bu zat, Islah’ın kurucularından olmanın yanında siyasî hayat tecrübesine sahiptir. İkinci Meşrutiyet’ten sonra Konya meb’usu olup siyaseti ve ülkeyi idare edenleri yakından görüp tanıyınca iyi yetişmiş bir alim olan küçük kardeşi Ahmet Ziyâ Efendiye “Bana kırk kişi yetiştirip gönderin, devleti kurtarayım.” diye haber göndermiştir.”

Islâh-ı Medâris-i İslâmiyye, 1909 yılında Konya’da kurulan ve 1917’de kapatılan, bu kısa hayatına rağmen memleket eğitim ve öğretiminde olumlu yönde derin izler bırakan bir ilim ve irfan yuvasıdır. Islâh-ı Medâris-i İslâmiyye, gerek fizikî mekan olarak, gerek faaliyet olarak Bekir Sami Paşa Medresesi’nin bir bakıma vârisi veya halefidir. Bekir Sami Paşa Medresesi, 1846 yılında, Tanzimat dönemi Konya Valilerinden Ebu Bekir Sami Paşa (ö. 1265/1849) tarafından hem medrese, hem de Nakşibendî tarikatının Hâlidiyye- Müceddidiyye kolunun dergâhı olarak yaptırılmıştır. (Medresenin yeri, son zamanlarda Merkez Bankası Konya şubesinin yeri olmuştur.) Bu medrese, kısaca “Paşa Dairesi” adıyla da anılmaktadır. İlk Müderris ve şeyhi Mehmet Himmet Efendi’nin, 16 yıllık hizmet döneminin ardından 1862 yılında vefat etmesi üzerine Ziya Efendi’nin babası Bahaeddin Efendi bu medrese ve dergâha müderris ve şeyh olarak gelmiş; kardeşlerinden Hasan Kudsî Efendi ile birlikte üç oğlu Zeynelâbidin, Rif’at ve Ziya Efendiler de daha babalarının sağlığında aynı medresede müderris olarak görev yapmaya başlamışlardır. Bahaeddin Efendi’nin 42 yıllık aralıksız bir hizmet döneminden sonra 1906 yılında vefat etmesi üzerine, büyük oğul Zeynelâbidin Efendi, müderrislik görevinin yanında, bir medrese olduğu kadar bir dergâh olarak da görev yapan Paşa Dairesinin şeyhliğini de üstlenmiştir.

Bahaeddin Efendi, kardeşi Hasan Kudsî Efendi ve üç oğlu, medresedeki müderrislik ve şeyhlikleri yanında, medreselerin ıslahı konusunda da kafa yorar, fikir üretirler. Bu dönemde medreselerin içine düştüğü durumdan şikâyet umumidir ve gerek hükümet merkezi İstanbul’da, gerek taşrada yaygın çare arayışları vardır.

Son Güncelleme: 01.10.2019 12:28
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Adem 2019-09-29 14:10:51

Okuduğum en dikte edici yazılardan. Okumuşan kıymeti yok. İslamla beraber okumuşsan kıymetli. İmam hatipliysen kıymetli, yoksa değil. Aksi düşünen herkes yanlış, yanılıyor. Batı çöküyor, orta doğu ise uçuyor...hocam geçin bunları.

Aklın yolu birdir. İslam ise bunun ön koşulu değildir ne yazık ki. Bu hayallerle enerji harcayacağınıza laboratuar yapın, gençleri batıya yollayın, gördüklerini burada uygulasınlar. Geçti 1000 yol önceki islam alimlerinin dönemi. Güzeldi ama geçti. Adamlar 50 yıl bindirdi ülkemize. Siz de faydalı olmak istiyorsanız geri çekilin, mentörlük yapın ama gençlerin önünü demode zihniyetinizle kapatmayın.

Avatar
Adil 2019-09-29 14:05:54

Hımmmm!!!

Avatar
Yasin 2019-09-29 14:59:17

Kıymetli hocam sizin de talep ve telkinlerinizle İmam-hatipleri 3-4 misli arttırdık, Ne zaman çıkarız muasır medeniyetler seviyesine..

Avatar
Don Kişot 2019-09-29 16:27:34

Sosyal medyada dolaşan bi video geldi aklıma hani kasketli amca varya artismi artist ne arar ne arar la pazarda. Hoca hocaaa davamı dava ne arar mutlu muktedirlerde. Senin talebelerin beyaz bmv lerde yaşıyor davalarını. Ha gelecekmi kimsenin umrunda değil gelecek, hepsi günü kurtarma derdinde. Gelecek için dertli olanları nasıl sustururuz derdindeler.

Avatar
Doğru 2019-09-29 21:50:04

Hocam diyeceğim ama hoca demeye dahi ar ediyorum. Şu anda memlekette ne kadar tarikat ne kadar şeyh varsa tamamı hakka hukuka uymadan sırf tanışıklık ve siyaset yoluyla makam mevki ve mal kapma yarışında senin dediğine bak be adam. Camide hutbeyi okuyan imam dahi kendi okuduğuna inanmıyor artık. Bir gram Allah korkusu varsa azıcık utanmanız arlanmanız varsa şu bizi yönetenlere iki çift laf edin. Deyin ki Allah değil sadece yaptığınız yolsuzlukları aklinızdan geçenleri dahi biliyor. Sanmayın ki hepsinin cezasını bu dünyada çekeceksiniz. Terazilerin en doğrusu karşınıza konduğunda kimden aman dileyeceksiniz? İsmini ve kitabını satıp,dünyalik elde ettiginiz yaratandan mı??!!??

Avatar
bir bilen 2019-09-30 10:32:00

adam ne yazmış bee okuyunca çarpıldım :p

Avatar
Laf ebeliği 2019-10-02 01:15:21

Laf ebeliği yapmanın anlamı yok.
Kısaca yetişmiş insana ihtiyacımız var deyin.
Bunu da zaten herkes biliyor.
Yetişmiş insana gereken değer veriliyor mu bir de buna bakmak lazım.

Avatar
DOKTOR 2019-10-04 07:21:11

Bir gün de TORPİLin adam kayırmanın haram olduğunu yazın hocam.. Alenen torpil yapılıyor, herkes biliyor kimin ne yaptığını