Hitit Üniversitesi Mezunları ve Öğrenciler Derneği Kurucu Başkanı Eğitimci Ahmet Ölçer, Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan’ın, üniversitenin kurumsallaşmasını tamamlaması için bir dönem daha görevine devam etmesi gerektiği görüşünü paylaştı. Ölçer, bu görüşünü “Rektör diploma almış olabilir, ama üniversiteden mezun olmadı.” sözleriyle açıkladı.
İşte Ölçer’in kaleme aldığı o yazı:
Yüksek lisansını Hitit Üniversitesi’nde yapmış, bu süreç zarfında üniversitede, kulüp başkanlığı görevinden bulunmuş, çok çeşitli çalıştaylara katılmış, üniversitenin, sanayici ve esnaflarla yaptığı bir takım faaliyetlerin içerisinde kimi zaman ön planda kimi zaman arka planında yer almış, mezun olduktan sonra eski Hitit Üniversitesi Mezunları ve Öğrenciler Derneğinin kuruculuğunu ve başkanlığını görevlerini üstlenmiş, Hitit Üniversitesi’ni gerçekten iyi tanıyan, onu kılcallarına kadar bildiğine inanan bir kimse olarak bu satırları yazıyorum…
Bu açıklamanın ardından şimdi gelelim asıl meseleye;
Hitit üniversitesi 2006 tarihinde kurulmuş olsa da, gerçek anlamda kuruluşunu henüz tamamlayamamıştır. İlk Rektörü Prof. Dr. Serdar Kılıçkaplan dönemi, kadro sıkıntıları, kampüs sorunu, siyasilerle olan anlaşmazlıklar, Çorum’a yabancı olmasından kaynaklanan sorunlar vs. derken geldi ve geçti. Serdar Hoca’yı çok iyi tanımıyorum, bu sebeple hakkında iyi ya da kötü anlamında bir yorum yapmam doğru olmaz. Fakat kuruculuk anlamında bence beklenen performansın uzağında kaldı.
Sonrasında Reha Metin Alkan Rektör olarak görevi devraldı. Onunda şansına mı şanssızlığına mı, artık ne derseniz; uzunca bir süre Kampüs’ün yer sorunu çözülemedi. Bu bağlamda, Rektörünün üniversitedeki görev süresinin yarısı kampüsün yer sorunu ile uğraşmakla geçti.
Rektör Alkan’ın görevi elbette sadece kampüs değildi. Üniversitenin öğrencisi sayısı oldukça düşüktü, akademik sıralamada üniversite çok gerilerdeydi. Akademik personel sorunu hat safhadaydı. Bazı Bölümleri açmak için hoca bulunamıyordu. Reha hocanın bu konuda başka üniversitelerden transfer yapmak suretiyle, ne kadar çaba gösterdiğini iyi hatırlıyorum.
Yeterli hoca olmadığı için o dönem birçok yüksek lisans, doktora programı açılamadı. Ha sorun bugün çözüldü mü derseniz; bence halen tam olarak çözülebilmiş değil.
Her neyse…
Peki Reha Metin Alkan ne yaptı?
Karşı karşıya olduğu tüm zorluklara rağmen mücadele etti. Katta kimi zaman kendisiyle bile mücadele etmek zorunda kaldı. Evet yanlış duymadınız kendisiyle bile mücadele etmek zorunda kaldı!
Nasıl yani dediğinizi duyar gibiyim ama o konuya şu an girmek istemiyorum.
Önce kampüs’ün yer sorununu halletti. Tabi ki tek başına halletmedi ama yer konusunu çözene kadar çok uğraştı. Herhalde ne çektiğini bir ALLAH bir kendisi bir de olayları yakından bilen birkaç kişi dışında başka kimse bilmiyordur.
Açılan yeni bölümlerle öğrenci sayısını hızla arttırdı. Fakat yetmiyordu. Acilen üniversitedeki akademisyen sayısını arttırmak zorundaydı. Bunu da yaptı.
Hoca sayısındaki artışla beraber, zamanla akademik yayın sayısı arttı. Hitit Üniversitesinin dünya ve Türkiye’de sıralamalarındaki yeri de her geçen yıl basamak basamak yükseldi. Bu cümleme belki kızanlar olabilir ama değerli dostlar. Hitit üniversitesi bunları daha kampüsünü yapamadan, yerleşik bir düzene geçemeden kurum kültürünü tam manasıyla oturtamadan başardı. Eminim ki, üniversitenin sorunları çok daha önceden çözülebilmiş, inşaatlar bitmiş, sistem tam olarak oturmuş olsaydı bugün Hitit Üniversitesi bambaşka bir yerde olurdu.
Bunların dışında Reha Metin Alkan güzel bir şey daha getirdi.
Teknik Üniversite Mantığı…
Bu anlamda İTÜ’den geliyor olması bir avantajdı. Teknik Üniversite felsefesini Hitit Üniversitesine yerleştirmeye çalıştı halen de çalışıyor.
Belki de hepsinden önemlisi buydu. Teknik üniversite felsefesi.
Bu belki de şu ana kadarki en önemli konu. Çünkü siz, bir kurumu hangi felsefe üzerine kurarsanız, o kurum hayatı boyunca o felsefenin üzerine oluşturulan teamüllerle yaşayacaktır. Fakat henüz bunu başaramadı. Çünkü üniversitenin kuruluş süreci bitmedi.
Projeler, ortaklıklar, teknokent, araştırma merkezleri vs. vs. şimdi tek tek yazıp uzatmayayım.
Tüm bunlar ışığında şöyle bir durum ortaya çıkıyor.
Haber siteleri Rektör’ün karnesi başlığıyla haberler veriyor.
Tamam güzel de… Biz rektöre karne veriyoruz ama neden yanında diploma da vermeye kalkıyoruz. Rektörün işleri bitmedi ki…
Dereden geçerken at değiştirilmez…
*****
Reha Metin Alkan Rektörlük Görevinden Mezun Olamaz.
Ben Reha hocayla kimi zaman can ciğer oldum, kimi zaman kırgınlıklar yaşadım. Bazen öylesine kızdım, öylesine kırıldım ki… Hatta uzunca bir süre küs de kaldım. Bizi yakından tanıyanlar, Reha hoca nasıl diye sorduğunda;
“İyi ne yapsın yoğun bir şekilde çalışıyor” deyip geçiştirdiğim zamanlar çok oldu. Anlayacağınız kolu kırdık ama yen içinde bıraktık.
Belki halen bazı kırgınlıklarım da geçmemiştir. Her neyse bu özel bir mesele.
Ancak…
Reha Metin Alkan henüz Hitit Üniversitesindeki görevini tamamlamadı.
Ortalıkta yeni rektör şu olacak, bu olacak diye birçok isim konuşuluyor. Duyduğum isimlerin hepsi de birbirinden değerli isimler ancak biz Çorum’lular olarak Rektör bey’i Üniversitenin şu haliyle Rektörlükten emekli edersek, bu durum Hitit Üniversitesinin yararına olmayacaktır.
Tanıdığım tek Rektör Reha Metin Alkan değil. Başka üniversitelerden tanıdığım zaman zaman görüştüğüm isimler de var.
Tanıdıklarımız bir tarafa, tanımasak bile medyaya düşen haberleriyle “böyle rektör mü olurmuş” dediklerimiz de var. Hatta şu ekonomik ortamda bilmem kaç yüz milyara AUDI marka makam aracı kiralayıp ülkeye reklam olanlar da var. Özel kaleminden içeri girip Rektörün odasına vatandaşın adım atamadığı üniversiteler de var. Öylesi var, böylesi var. Geleni gidenini aratanı da var, Oh be iyi ki gitmiş denilenler de var.
Bakın bu çok uç bir örnek olacak ama ben kampüs’ün içinde yanında, otomatik silahlı korumalarla gezen rektörleri de gördüm. Hadi ulaşın böyle bir rektöre ulaşabilirseniz. Ne mümkün… Yanına 5 metre yaklaştırmazlardı.
Diğer tarafta ise kimi zaman kızsak eleştirsek de, geldiği günden beri şatafatı çok sevmeyen gösterişten uzak, Çorumlunun içinden bir rektör var. Yüzlerce milyarlık kiralık makam aracıyla gezen değil, mütevazi bir Fiat Egea’yla gezen rektör var.
Bunu Reha Metin Alkan’ı övmek için söylemiyorum. Geçtiğimiz günlerde bir Rektörün yüzlerce milyar liraya araç kiraladığına ilişkin haberi okuduğumda canım bir hayli sıkılmıştı. Buradan içimi dökmek istedim.
Gerçi mesele Rektör’ün mütevazı veya halkın içinde olup olmaması meselesi değil;
Mesele Rektör Reha Metin Alkan’ın görevinin henüz bitip bitmediği meselesi.
Belki dörtlük olmayabilir, belki eksikleri olabilir, belki kızdığımız öfkelendiğimiz yanları olabilir ama bence Reha Metin Alkan şu ana kadar başarılı bir Rektörlük görevi yapmıştır. Misyonunu ise henüz tamamlayamamıştır. Kampüsü bitirmeden, üniversitenin felsefesini tam olarak yerleştirmeden, teamülleri oturtmadan da gitmemelidir.
O gitmek istese bile Çorumlular, Çorum ile ilgilenen irade onu göndermemelidir.
Çünkü kalması Hitit Üniversitesinin geleceği açısından faydalı olacaktır.
Kişisel düşüncelerimdir…
Katılmasanız da saygı duyacağınız inancıyla hepinizi selamlıyorum…
sayın demirer siz her sosyal medyada gördüğünüz paylaşımları burada haber mi yapıyorsunuz?
ahmet ölçer ne istiyorsun direk onu yaz ?
reha hoca kalmalı; ama sen gitmelisin ahmetcim.
Yüksek lisansa kabuldeki puanlarını çok merak ediyorum. İşin aslı nasıl bir dönemde olduğumuzun ispatı gibi bir örnek; gücün yanında durmaya çalışarak kendi sahip olmadığı kanatlarla uçmak ve gerektiğinde de böyle çıkışlar yaparak yerini sağlama almak... Bizde de kendi kanadımız var ama uçmamıza izin yok. Ama elbet ilahi adalet tecelli edecek.
ya bi git işine....
Rektör hocanın kalması Çorumun faydasınadır doğru ama bu arkadaş kim oluyor ki gazetelerde kendine yer buluyor. Amacı sürekli ortada görünüp yer kapma çabası olan bu insanlara pirim vermeyin lütfen. Yoksa derdi rektör olmadığı belli.gündem olmak.
Eğitimci? Her seçim dönemi istifa edip sonra tekrar görevine dönen adam ne kadar eğitimcidir? Her seferinde de görevine hemencecik dönebilmek desteği nereden gelmektedir? Üniversiteye de gelince, ALES, YDS puanlarının kriter olarak görüldüğü liyakatlı sisteme dönmediği sürece kalite yükselmez. Rektör beyin de böyle bir kaygısı olmadığına göre, gitmesinin üniversiteye kaybettireceği hiçbir şey yok.
Giderse çorumun hali nice olur.Gitmemesi için çorumun etrafına barikat kurulmalı. Kalırsa da 40 gün 40 gece şenlikler düzenlenmeli
ahahahahahhahahaha
Beğen (7) Beğenmedim! (0)