Osmanlı Devleti 19. Yüzyıl sonunda Balkanlardan başlayarak Anadolu dışındaki topraklarını birer birer kaybederken, uzak diyarlardan elde kalan çok az toprak parçasından biri de Trablusgarp, yani bugünün Libya’sı idi. Buraya da siyasi birliğini sağlamada geciktiği için sömürgeci paylaşımda geç kalan İtalya göz dikmiş, kendisinin Roma İmparatorluğunun varisi olduğu, dolayısı ile Libya üzerinde tarihsel olarak hak sahibi olduğu iddiasıyla ve başka bahanelerle Libya’yı işgale karar vererek, bir ültimatomla Libya’nın kendisine bırakılmasını istemişti.
Bu küstah talebi reddedilen İtalya, Libya’yı işgale başlaması üzerine aralarında Enver ve M. Kemal’in olduğu genç subaylar Libya’ya gönderilmiş ve buradaki yerel halkın direnişini örgütlemeye çalışmışlardır. Bir yıl süren Trablusgarp savaşında bir sonuç alınamadan, Balkan savaşının patlak vermesi üzerine Osmanlının Afrika’daki bu son toprak parçası, hiçbir zaman yerine getirmeyeceği bir takım göstermelik şartlarla İtalya’ya terk edilmek zorunda kalınmıştı.
Yüz sekiz yıl sonra bugün yeniden gündemimize oturan Libya, özellikle II. Abdülhamit devrinde hem uzaklığı hem de uçsuz bucaksız kurak vadileri ve kavurucu çölleri nedeniyle sürgün yeri olarak bilinir, daha da çok “Fizan” olarak anılırdı. O yıllarda doğalgazı ve petrolü olduğu bilinmeyen Libya bizim için vatan toprağının bir parçası iken, İtalyanlara göre de sömürge imparatorluğuna giden Afrika’nın kapısı idi.
2011 yılının ilk aylarında esmeye başlayan Arap Baharı rüzgârı, batı kuklası rejimler için kasırgaya dönüşerek, domino etkisiyle diktatörleri birer birer devirmeye başladığında küresel soyguncular müdahale etmekte gecikmediler ve baharı kışa çevirdiler. Kaddafi’nin devrilmesinden sonra başta Fransa olmak üzere Libya üzerinde hesap yapan tüm güçler, leş görmüş karga misali saldırıya geçerek aşiretler üzerinden vekalet savaşlarını başlattılar.
Yaklaşık sekiz yıldır devam eden savaşın sonunda bugün, BM tarafından tanındığı için meşru yönetim olarak görülen Ulusal Mutabakat Hükümeti, başkent Trablusgarp ve etrafındaki küçük bir bölgeyi kontrol ederken, Fransa, Mısır, S. Arabistan ve birkaç yıldır körfezin İsrail’i olmaya soyunan BAE’nin doğrudan, Rusya, ABD gibi güçlerin de dolaylı desteklediği Hafter adında Kaddafi’nin başarısız eski bir generali, ülkenin güney bölgesi ile doğudaki Bingazi, Tobruk gibi birçok kentin içinde bulunduğu büyük bir bölümünü kontrol altında bulunduruyor.
Suudilerin Mısır üzerinden, BAE’nin ise SİHA ve savaş uçakları ile doğrudan yardım ettiği Hafter güçlerinin Trablusgarp’a yönelik saldırılarını arttırdığı ve meşru hükümeti tehdit ettiği günlerde, Libya ile Türkiye’yi deniz komşusu haline getiren anlaşmanın imzalanması bölgede tam bir şok etkisi yaratmıştır. Libya ile Deniz Yetki Alanları Mutabakatı olarak açıklanan ve İsrail merkezli şer odaklarının Türkiye’yi köşeye sıkıştırma planlarını tepetaklak eden bu anlaşma ile Mısır ve İsrail’in Yunanistan ile olan deniz sınırına adeta beton dökülmüştür.
Antlaşmanın doğrudan ilgilendirdiği bölge ülkeleri ile diğer emperyal ülkelerin açıklamalarına, Hafter’i destekleme yönünde attıkları adımlara bakıldığında Türkiye’nin işinin kolay olmayacağı, çok büyük baskılara maruz kalacağı, ambargolarla köşeye sıkıştırılmaya çalışılacağı kesindir. Bundan böyle Hafter güçlerini her türlü silah ve savaşçıyla destekleyerek ABD kuklası bu katilin Trablusgarp’taki meşru hükümet yıkması için ellerinden geleni esirgemeyeceklerdir. Buna güçleri yetmemesi halinde B planlarının uzun süredir düşündükleri Libya’yı ikiye bölme olduğunu tahmin etmek zor değil. Zira Türkiye’nin UMH ile “kıyıdaş ülke” antlaşması yaptığı deniz hattı, Libya’nın Hafter hâkimiyetinde bulunan Bingazi-Tobruk bölgesine tekabül etmekte olup, bu bölgede ayrı bir devlet kurdurulması halinde de yapılan anlaşma havada kalabilecektir. Gerçi bu planın Libya halkı tarafından kabul edilmesi kolay değildir. Büyük bölümü her ne kadar Hafter güçlerinin kontrolü altında gibi görülse de, gelen haberlerden aşiretlerin bir çoğunun Libya’nın bölünmesi ihtimalinden rahatsız oldukları, dolayısı ile fiili bir bölünmeye razı olmayacakları yönündedir.
Türkiye’nin elini çabuk tutarak bir an önce UMH’ye yapacağı fiili yardımları başlatması hayati önemdedir. Türkiye’nin zaten bir süredir Libya’ya silah yardımı yaptığı biliniyor ama bu silahların çok daha etkili ve özellikle hava savunmasında sonuç alıcı olması gerekmektedir. Bu durumda Hafter’e ümit bağlayanların ümidi boşa çıkacağı gibi halk da bu isyancı generale karşı cesaretlenecektir.
Türkiye’nin attığı adımın büyüklüğü henüz iç kamuoyuna tam olarak anlatılabilmiş değil. Konu biraz Kanal İstanbul tartışmalarının gölgesinde kalmış gibi görünüyor ancak bundan sonra bu konuda değil bir geri adım atma, en küçük bir tereddüt gösterilmesinin nelere mal olacağını Suriye’ye baktığımızda rahatlıkla görebiliriz. 2013 yılında Obama’nın Esed’e yönelik yaptığı açıklamalara aldanmayıp muhaliflere sonuç alıcı silahları verebilse idik, hem bugün böyle bir sorunla boğuşmaz, hem de yüz binlerce masumun hayatını kurtarabilirdik.
Başkan Erdoğan, Libya’ya asker gönderilmesi ile ilgili tezkerenin ilk olarak 7 Ocak’ta görüşüleceğini açıklamışken, Rusya’nın bu konudaki olumsuz ve oyalamaya dönük tavrını görmesi ile Meclisin olağanüstü toplanarak bu tarihin öne alınacağını belirtmesi bu konudaki isabetli ve kararlı tutumunu göstermektedir.
Buna CHP ve onun uzantısı olan solcu, ulusalcı kemalist çevrelerin karşı durmasına şaşırmıyoruz. İslam coğrafyasını uzak durulması gereken bataklık gibi görmek üzere kodlanmış zihin yapısından başka bir şey beklemek saflık olurdu. Onca ülkenin dünyanın bir ucundan gelip bu topraklarda ne aradığını sormak yerine, politikalarını “yurtta sustur, cihanda sus” olarak belirlemiş bu zümre, misakı millinin daraltılmış sınırları dışına kafayı çevirip bakmayı bile günah sayarak, 1930’ların nostaljisi ile yaşamaya devam ediyorlar.
Libya’ya asker gönderilmesine karşı çıkan muhalefetin diğer ayağı ise, bugüne kadar Suriyeli muhacirlere düşmanlık yapmaktan, sayıları üç milyona varan sığınmacılarının içinden çıkması son derece normal kötü örnekleri gündeme taşıyarak muhacirler aleyhine olumsuz algı oluşturmaktan başka bir politika geliştirdiğine tanık olmadığımız, adından başka bir tane iyi yanı olmayan bir partidir. Her ikisine de kulak vermenin bir anlamı yoktur. Yürütülecek iyi bir kamu diplomasisi ile kamuoyu desteği sağlanması zor olmayacaktır.
Bir asırdır sürdürülen batıcı, laik eğitme-üğütmeye rağmen milletin İslam aidiyeti güçlüdür. Bunu, Suriye konusunda onca aşağılık ırkçı propagandaya rağmen her türlü zorluğu göğüsleyerek, kendisine sığınan kardeşlerine sahip çıkmakla göstermiştir. Kaldı ki burada Başkan Erdoğan’ın da çok doğru olarak söylediği gibi denizlerden de bir kuşatılma söz konusu olup, bu hamle ile bir yarma harekatı başlatılmıştır. Bu hamlenin yarım kalması halinde, durum eskisinden çok daha kötü hale gelecektir.
hasan 4 Yıl Önce
Ömer bey nihayet yazdınız. Teşekkür ederim. Daha sık yazmanızı istiyorum. Yazınızı okudum.Libya afrika elimizden çıkan son vatan toprağımız idi.
Haydar 4 Yıl Önce
Ömer KILIÇ yine CHP'yi hedeflemişsiniz. CHP muhalefet partisidir. Hatırlatmak istedim. Analiziniz çok açık emekleriniz için teşekkür ederim.
Mustafa 4 Yıl Önce
Fizan'ı uzay olarak düşünüyordum. Halbuki Lİbya imiş.
Bektaş 4 Yıl Önce
CHP'mize ve ebedi liderimizi lütfen eleştirmeyiniz. Onlar dokunulmazlardır. Emek verip yazmışsınız elinize sağlık.
Eylem 4 Yıl Önce
Libya Kaddafiyi gönderdi ancak aradıkları halde bulamazlar. Geçmiş olsun Libya.
Adil 4 Yıl Önce
Türkiye'nin hamlesi tereddütsüz doğru. Bunu takviye etmeli uluslararası destek bulmalı ve Trablus hükümetini güçlendirmelidir. Katılıyorum. Selam ve saygılar
Talat kilic 4 Yıl Önce
Kaleminiz dert gormesin libyayi guzel yorumlamissiniz sagolun
Bektaş 4 Yıl Önce
Reis, bizim CHP'ye rağmen iyi işler yapmaya devam ediyor.
Ali 4 Yıl Önce
Tayyip Bey'i eleştirenler kendilerinin neler yapacağını, hedeflerinin ne olduğunu söylemekten bile aciz.
Halil 4 Yıl Önce
Ömer bey yazılarınıza çok ara veriyorsunuz. Lütfen sıklaştıralım. Analizinize katılıyorum. Elinize emeğinize sağlık
Erdal 4 Yıl Önce
M.Kemal Libya'da savaşmış mücadele vermiş.
Ahmet 4 Yıl Önce
Libya mücadelesinde uluslararası ortak bulmaz zorundayız. Tek başımıza bize bu fırsatı imkanı vermezler. Ümmetçi bakışınıza hayranım. Bu konuda hiç geri adım atmıyorsunuz.
Barış 4 Yıl Önce
Sayın Ömer KILIÇ: Sizin bu analizinizi üç milletvekilimiz ayrı ayrı veya bir araya gelseler yapabilirler mi? Diye merak ediyorum. Kanaatim ise; mümkün değil yapamazlar. Size başarılar diliyorum.
Müzeyyen 4 Yıl Önce
Mavi Vatanımızı da kuşatma altına almaya çalışanlara dik duruştur. İP'teki dostlar neden hayır dedi anlaşılmadı.
Cemil 4 Yıl Önce
Saadet ve İP niçin desteklemedi anlaşılır gibi değil. Bu Reis dşmanlığı kıskançlığı nereye kadar devam edecek. Ayıp yahu. İyi bu konuyu kaleme almışsınız. Teşekkir ederim.
Kürşat 4 Yıl Önce
Güncelin süper analizi.
Hakan 4 Yıl Önce
Aklımdan geçenlerin yazıya dönüştürülmüş halini gördüm. Ben de akıllıyım demek ki
Öztürk 4 Yıl Önce
Libya bizim vatanımızdır. Arkadaş itiraz edenleri kabul etmiyorum.
Muhammed 4 Yıl Önce
Ordu ve askerimize Rabbim yardım eylesin. Muhafaza eylesin başarılar diliyorum.
Soner 4 Yıl Önce
Bu millet 5000 yıldır türk olarak 1500 yıldır Türk-İslam tefekkürü ile tarihin akışını belirlemekteydi. Mola vermiştik. Yeniden bismillah diyoruz ömer bey.
Sait 4 Yıl Önce
Bu yazının ulusal basında misafir yazar olarak alıntı yapmaları gerekir.
Veysel 4 Yıl Önce
Yurtta sulh cihanda sulh yanlış mı yazım mı, baskı hatası mı yoksa...
Hüseyin 4 Yıl Önce
Gönlünüzden ve gönlümüzden ve geleceğimize dair hayallerimiz var. Bunu geliştirmek, uygulamak gerekir. Bu konuda öncelikle iç siyaseti destek verecek kadar ikna etmek gerekir. Emeğinize sağlık teşekkürler ömer bey
abidin 4 Yıl Önce
yazınızı okudum. çorum da bu yazının karakterinde ve eşdeğerinde ikinci bir yazıyı okuma şansım var mı?
ekrem 4 Yıl Önce
ömer bey; süleymani için analizinizi acilen bekliyorum.Selam ve saygılar.
Hayrettin 4 Yıl Önce
libya da bizim başımızı yakmasınlar. Fransa, italya rusya abd israil bunlar arasında ezilmeyelim. niyetimizin iyi olması, geçmişinde libyanın bizim olması, dostane gidilmiş kafirleri rahatsız edeceği gerçeğini hatırımızda tutalım.
mehmet demir 4 Yıl Önce
ömer bey sen vicdanlı adamsın...cezaevleri namaz kılan insanlarla doldu. khk kıyım oldu bu konuyu yazın birde.
ömer 4 Yıl Önce
ulusal basında da yer alması ve daha çok insana ulaşması gereken harika bir yazı.
ümit 4 Yıl Önce
ömer bey analizinizi okudum. libya konusunda yaşananlar sizi doğrulamış oldu. haklı çıktınız.
libya 4 Yıl Önce
libya konusunda doğru yaptılar. bir de ekonomiyi düzelteseler yaşanan kırize çözüm üretseler iyi olacak.