GÜLESİN AĞBAL DEMİRER
Genç bir yazar Hülya Koç. ‘Harflerin Sen Hali (Mavera)’ isimli kitabı kısa süre önce okurla buluştu. Kitap çıkmadan kısa süre önce kaybettiği anneciğinin Hülya Koç’un yazın dünyasında büyük bir etkisi var. Çorum Kitap Fuarı’nda kitap meraklılarıyla bir de söyleşi yapan yazarımızla kitabı, yazıyı ve kısaca hayatı konuştuk.
İlk kitap, ilk heyecan, buna dair ne söylemek istersin?
İlk kitap evet, umarım nice kitaplara. Bana kalsa asla kitap çıkarma cesaretini tam yakalayamazdım. Yazmak en iyi bildiğim şeydi daha doğrusu kendimi bulduğum tek yer, onlarca hatta yüzlerce yazı yazdım. Yazıp yazıp sildiklerimi ve buruşturup attıklarımı dahil etmiyorum. Hala ertelediğim basımı bekleyen satırlarım da var. Beni bu yola iten yeteneğimi keşfeden hocalarım ve arkadaşlarımın ısrarıyla yazdığım her şeyi arşivliyordum. Son hamle ise annemin rahatsızlığı oldu. Şöyle ki; hastalığının yeni nüksettiği dönemlerde çeşitli gazete ve dergilerde köşe yazarlığı yapıyordum. Annem buna çok seviniyor hatta durumlarında paylaşıyor, birkaç eş ve dosta benim yazılarımdan gurur ve sevinçle bahsettiğine şahit oluyordum. Ve artık ertelememem gerektiğini düşündüm. Kitabı yayımlamaktaki amacım ünlü bir yazar olmak ya da herkes beni tanısın ve okusun falan değildi. Amacım annemi mutlu etmek, moral olmak ve hayata daha çok tutunmasını sağlamaktı. Bu sayede kanseri yenmesine küçük bir katkı sağlayabilecektim, ama anneme yetişmedi. Kitap çıkmadan bir ay kadar önce maalesef kanserden kaybettik.
YAZMAK ACIYI BELİRGİNLEŞTİRİYOR
Büyük ve yoğun bir acı anne kaybı. Yazmak acıyı hafifletiyor mu?
Oldukça büyük ve bu acının bıraktığı etkiyi tarife yeltenemem. Ne desem anlamsız kalır. Kaybımın derinliğini anlatamam. Yazmak acıyı hafifletmiyor aksine daha da belirginleşiyor diyebilirim. O acıyı hiçbir şeyin hafifleteceğini de sanmıyorum, ne yaparsanız yapın hep yarım kalıyorsunuz. Yarım kaldım, çünkü toprakta yarım kaldı...
Acı, hasret, ayrılık, yokluk, kayıp mı yazdırır, yoksa…
Aslında yazmak Allah tarafından size verilen bir lütuftur, armağandır. Yazmak için somut nedenler silsilesine ihtiyaç duymuyorum çoğu zaman. Bu herkese olmuyor ne yazık ki. Yazabiliyorsanız şayet yeteneğiniz sizden kaynaklı değil bilakis O'nun bir hediyesi olduğunun bilincinde olmak gerekiyor. Bana bahşedilen bu ikramı aldım kabul ettim ve okuyucu ile paylaşıyorum hepsi bu.
Çorum Kitap Fuarı’nda okurlarla buluştun. Nasıl bir deneyimdi senin için?
İlk imza günüm İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı’nda gerçekleşti. Orada edindiğim deneyim ve izlenimler beni oldukça mutlu etti. Özellikle söyleşide geçirdiğim o muhteşem an ve detaylardan bahsetmezsem haksızlık etmiş olurum. Çok değerli yazarlar tanıdım. Hatta hiç tanımadığım, hayatımda ilk defa gördüğüm okurlar ve kitapseverler söyleşideki konuşmamı dinledikten sonra özellikle yanıma gelip tebrik edenler oldu. "Kardeşim çok güzel konuştun, tebrik ederiz kitabını almak istiyoruz" diyenler, sorularıyla söyleşiye renk katan gençler ve ismen tanışmasak ta sima olarak aklıma kazıdığım nice güzel insan vardı. Üniversiteden arkadaşımın beni yalnız bırakmamak adına saatlerce süren trafiği aşıp gelmesi benim için oldukça kıymetli ve değerlidir. Biliyor musunuz babaannemin vefat haberini de TÜYAP Kitap Fuarı’nda iken aldım. Sevdiklerimin çok acelesi varmış ki birbiri ardına cennete koştular. O an annemi ikinci kez toprağa koymuş gibi hissettim. Sadece babaannem değil annemin acısını da ikinci kez yaşadım, yaşadık. Bunları yaşarken babamı düşündüm. İki büyük kaybı peş peşe yaşıyordu. Onun için daha zordu. Yani hayat hiçbirimiz için dışarıdan göründüğü kadar kolay değil. Herkesin farklı bir hikayesi var. Birkaç ay sonra Çorum Kitap Fuarı’na katıldım. Yaşadığım kentte ilk imza günüm olması nedeniyle ayrı bir güzellikteydi. Öğrencilerim, arkadaşlarım, ailem, kardeşlerim yanımdalardı. Özellikle babamın beni izlemesi ve onun karşısında söyleşi yapmak benim açımdan gurur verici, bir o kadar da buruktu. Çünkü annemin de bu anlara şahit olmasını çok isterdim.
YAZMAK HAYAT FELSEFEM
Allah ikisine de rahmet etsin. Kitapta bahsediyorsun ama bir de senden duyalım, yazmak senin için ne ifade ediyor?
Yazmak benim için cenge gitmekle eş değer çünkü nasıl ki askerler savaş meydanında silahları ile taarruza geçiyor ise biz yazarlar için en azından benim için yazmak hele ki içinde bulunduğumuz yüzyılda yaşanan haksızlıkların karşısında dimdik durabildiğim bir sığınak diyebilirim. Sonsuza kadar susmayan bir kalem diliyorum. Her doğru her yerde söylenmez derler lakin bozuk el yazımın görsel kirliliğine rağmen bildiğim doğruları eğri büğrü yazmaktan asla vazgeçmedim. Doğru bildiğimi yapmaktan vazgeçmediğim gibi. Özetle yazmak benim için bir hayat felsefesi diyebilirim.
Yazının dışında yazıya temel teşkil eden başka uğraşların var mı?
Sanatın her halini seviyorum. Yazmak, resim yapmak, ufak tefek çizimler yapmak ve insanlar da dahil tüm canlıları kısaca doğayı gözlemlemek her zaman hoşuma gitmiştir.
Düz yazı ama şiirsel ifadeler, cümleler çokça var kitabında. Zaten şairliğe atıfta da bulunuyorsun. Sırada şiir kitabı mı var yoksa...
Sıradaki kitabımın türünün ne olacağı sürpriz olsun ama şiir kitabı olmadığını söyleyebilirim. Anneme ithafen kaleme alacağım bir kitap çalışması yapmak istiyorum. Umarım en kısa zamanda bitirebilirim. Yüksek lisans ve tez evresinde kitaba yeterli vakti ayırabilir miyim ondan henüz emin değilim ama gayret ediyorum.
İNSANIN KÖTÜLÜK İÇİN ÇABA HARCAMASI ÇOK ÜZÜCÜ
Genç bir yazar olarak hayata baktığında gördüğün nedir?
Hayata baktığımda gördüğüm şey şudur; içinde yaşadığımız tek bir dünya var ve bize sunulan kısıtlı yaşam süresi içerisinde neden iyi olmayı seçmek yerine iyi ve güzel olan her şeyi bile isteye katlediyoruz. Bunu hep sorgulamışımdır. İnsanın kötü bir varlık olmak için çaba harcadığını görmek üzüyor. Oysa ki hayat, bu tarz ruhunuzu dahi kemiren eylemlerle harcanmaması gerektiğini bilecek kadar kısa.
CESUR KALEMLERE İHTİYAÇ VAR
Filistin’deki soykırım, böyle bir dünya ve yazmak desem…
Kalemim elverdiğince geçmişte Srebrenitsa da olduğu gibi Arakan’da, Filistin'de ve dünya üzerinde yapılan her türlü vahşeti, soykırımı, katliamı yazmaktan ve bu zulme maruz kalan insanların sesi olmaktan asla vazgeçmeyeceğim. Dediğim gibi savaş sadece silah ile yapılmıyor, cesur kalemlere de ihtiyacımız var.
Kaleminize, yüreğinize sağlık Hülya hocam. Yolunuz her daim açık olsun, daha nice güzel başarılara imza atmanız dileğiyle...
genç kardeşimize başarılar diliyorum, Allah yolunu açık etsin
başarılar diliyorum