Görevde yükselme yönetmeliğine dava

Türk Büro Sen Çorum Şube Başkanı Sami Çam, yaptığı yazılı basın açıklamasında Görevde Yükselmeye Dair Genel Yönetmelik’te adam kayırmacılığın önünün açıldığını, yönetmelikle liyakat yerine torpil sisteminin esas alındığını iddia etti.

18 Eylül 2013 Çarşamba 19:32
Görevde yükselme yönetmeliğine dava


Türk Büro Sen Çorum Şube Başkanı Sami Çam, yaptığı yazılı basın açıklamasında Görevde Yükselmeye Dair Genel Yönetmelik’te adam kayırmacılığın önünün açıldığını, yönetmelikle liyakat yerine torpil sisteminin esas alındığını iddia etti.

Türkiye Kamu-Sen olarak, bu hususta mücadeleyi her platformda sürdüreceklerini belirten Çam, “Adaletten, hakkaniyetten ve liyakattan uzak olan Görevde Yükselme Yönetmeliği’ne dava açacağız.” dedi.

Çam, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları kaydetti;

“Bilindiği üzere 31 Ağustos 2013 tarihli Resmi Gazete 'de yayımlanarak yürürlüğe giren kamu kurum ve kuruluşlarında Görevde Yükselmeye Dair Genel Yönetmelik hazırlanırken Avrupa Birliği Uyum Yasaları çerçevesinde düzenlenen Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 6/2. maddesi yok sayılmış, yapılan çalışmalar sendikalar ve konfederasyonlarla istişare edilmemiştir. Kamuda adam kayırmacılığının önü iyice açılmış, liyakat yerine torpil sistemini esas alan yönetmelikle, ülkeyi yönetenlerin hak ve adalet anlayışı bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Yapılan değişikliğe göre;

‘Sınavsız atama yapılacak kadrolar genişletilmiştir’

Bir önceki yönetmelikle ilçe müdürleri için getirilen istisnalar genişletilmiş ve ilçe idare şube başkanlıkları ile bunlarla aynı seviyedeki görevlere yapılacak atamalar da görevde yükselme sınavının kapsamı dışına çıkarılmıştır. Böylece kamuda birçok kadro ve pozisyona sübjektif değerlendirmelerle sınavsız olarak atama yapılmasının önü açılmıştır.

Bilindiği gibi geçtiğimiz yıl (27.03.2012 tarih ve 28246 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Görevde Yükselmeye Dair Genel Yönetmelik) yapılan değişiklikle 'sosyal güvenlik merkezi müdürü', 'gençlik merkezi müdürü' ile 'ilçe müdürü' kadrolarına yapılacak atamalarda aranılan sınav şartı kaldırılmıştı. Bu nedenle de bu kadroların görevde yükselme sınavından muaf tutulmalarına dair düzenlemeye karşı Türk Büro-Sen olarak dava açmıştık.

Söz konusu davada, Danıştay 5. Dairesi 02.10.2012 tarihli ve 2012/4710 E. sayılı kararıyla, yazılı sınavsız müdür atamasına dair düzenlemeyi kariyer ve liyakat ilkeleri ile hukuka ve mevzuata açıkça aykırı bularak yürütmesinin durdurulmasına karar vermişti. Ancak hükümet yapılan yanlışlardan ders çıkarmak yerine, 657 sayılı yasanın kariyer ve liyakat ilkeleri ile Danıştay kararlarına aykırı keyfi uygulamalarını ısrarla sürdürmüştür. Mahkeme kararlarını tanımayarak, hukuku hiçe saymıştır.

‘Kariyer ve liyakat ilkesi çiğnenmiştir’

Yapılan son Görevde Yükselmeye Dair Genel Yönetmelik'ten önce, görevde yükselme niteliğindeki kadrolara atama yapılabilmesi için hem belirli bir süre kurumda çalışmış olmak, hem de bu sürenin en az 2 yılının o kurumda geçmiş olması şartı aranmakta iken yapılan değişiklikle;

Kamuda belirli bir süre çalışmış olma şartı bu defa zorunluluk olmaktan çıkarılmış kuruma bırakılmıştır. Ancak kurum isterse, bu şartı koyacaktır. Kurumda en az 2 yıl çalışmış olma şartı ise tamamen kaldırılmıştır.

‘Sözlü sınavla kayırmacılığın ve yandaşlığın zemini sağlamlaştırılmıştır’

Sendikamızın Görevde Yükselme sınavında sözlü sınavı öngören düzenlemenin iptali için Danıştay 5. Dairesi nezdinde açılan dava sonucunda verilen iptal kararı görmezden gelinmiş ve şube müdürü ve müdürlük kadrolarına ek olarak sözlü sınav şartı getirilmiştir.

Bu düzenleme ile liyakat, birikim, tecrübe , hizmet süresi gibi çalışma hayatının olmazsa olmaz öncelikleri yok sayılmış, ayrıca adaylar arasında puan eşitliği olması durumunda atamada dikkate alınan hizmet süresi, daha üst öğrenimi bitirmiş olma, üst öğrenim mezuniyet notu gibi kriterler de kaldırılarak, müdürlük kadrolarına atamalar tamamen siyasi iradeye bırakılmıştır.

Yazılı sınavda aranan en az 70 puan alma şartı da kaldırılmıştır. Yazılı sınavda aranacak başarı puanının alt sınırı kurumlarca belirlenecektir. Ayrıca mahalli idareler ve üniversiteler dışındaki kurumların görevde yükselme sınavlarını kendilerinin yapabilmelerine imkân sağlanmış, merkezi sınav şartı kaldırılmıştır. Böylece sınavlar kurumların keyfiyetine bırakılmıştır.

‘Başarı puanı için sözlü sınavın esas alınması büyük bir oyunun göstergesidir’

Yeni düzenleme ile yazılı sınavda 70 puan barajı kaldırılırken, sözlü sınavda 70 barajı aranacaktır. Sözlü sınavda 70 puan aranmasının objektif olmayacağı, burada da keyfiyetin oluşacağı açıkça ortadadır. Sözlü sınavlarla kişilerin başarılı olup olmayacağı tamamen sübjektif bir durumdur. Müdürlük için yazılı sınavda alınan not yalnızca sözlü sınava girebilmek için bir kriter olarak kullanılacak, başarı puanı olarak sözlü sınav sonuçları esas alınacaktır. Ayrıca, şube müdürü, merkez müdürü ve müdür gibi kadrolara açılan yazılı sınavlardan sonra, sözlü sınavla atanacak kadro sayısının 5 katı adayın çağırılacak olması kamuda ayrımcılığın ve kayırmacılığın boyutlarının daha da derinleşerek ilerleyeceğinin ispatıdır.

Kamuda birlikte çalışan ve sözlü sınava çağırılan her 5 kişiden 1'i sınavı kazanacak ve ataması yapılacaktır. Sözlü sınava girip elenecek olan her 4 kişi ise eski görevlerinde kalacaklardır. Bu durum, kamuda büyük bir kargaşa ve huzursuzluğa neden olacaktır. Kamu düzeni ve yararı zarar görecektir. Ayrıca çalışma barışı bozulacak, vatandaşlarımızın kamudan nitelikli hizmet alması engellenmiş olacaktır. Tüm kamu kurumlarında sözlüye çağırılıp, atananların tamamı hak etmeden, torpille atanmış olarak görülecek, sözlü sınav sonrası atanmayan binlerce çalışan ise haksızlığa uğradığını, hakkının yendiğini düşünecek ve idareye kırgınlık gösterecektir. Bu durumda kamuda, kaosa neden olacaktır.

‘Ünvana göre farklı uygulama Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır’

Özellikle avukatlıktan, hukuk müşavirliğine geçiş gibi ünvanlar için yazılı sınav şartının kaldırılması, başarı için sözlü puanın esas alınması da kabul edilebilir bir durum değildir. Kamuda mevcut çalışan memurların sadece sözlü sınava tabi tutularak bir üst kadrolara atanması şaibelere yol açacak, ayrıca bu durum Anayasa'nın eşitlik ilkesine de aykırı olacaktır. Çünkü bazı ünvanlar için yazılı ve sözlü sınav, bazı ünvanlar içinse sadece sözlü sınav şartı çifte standarttır. Bu nedenledir ki, hem kamuya personel alımlarında ve hem de kurum içi yükselme sınavlarında sözlü sınav uygulaması anlayışından biran evvel vazgeçilmelidir.

‘Bu düzenlemeyle Milli Eğitim Bakanlığı'nda yaşanan kaos tüm kamu kurumlarında yaşanacaktır’

Bu yıl Milli Eğitim Bakanlığı'nda uygulamaya konulan, okul müdürlerinin sözlü sınavlarla atanması büyük bir adaletsizlik ve hukuksuzluğa yol açmıştır. Okullarımızın yeni açıldığı şu günlerde, Milli Eğitim camiası büyük bir kargaşa içerisindedir. Müdürlük kadrolarını hak etmeyen, birikimsiz, liyakatsız, kariyersiz, binlerce iktidar yandaşı öğretmen, yapılan uydurma sözlü sınavlarla müdürlük kadrolarına atanmaktadır. Aynı kaosun, önümüzdeki günlerde 200'ü aşkın kamu kurumunda da yaşanacağı aşikardır. Uyarıyoruz; Huzursuzluk, adaletsizlik ve kargaşa tüm kamu kurumlarına sirayet etmeden söz konusu Atama Yükselme Yönetmeliği ile ilgili KHK iptal edilmelidir. Siyasi iktidar, yandaş memur ve yandaş yönetici anlayışından biran önce vazgeçmeli, bütün devlet memurlarını kucaklamalıdır. Sendika olarak, bu anlayışı kabul etmemiz mümkün değildir.”





Son Güncelleme: 18.09.2013 21:11
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.