“Güneşin zerre kadar kadrine noksan gelmez,
Eylese nûr-ı cihan-tâbını huffâş inkâr.”/
Bâkî

Garip bir dünyada yaşıyoruz. Hakikat aynasında öğretilen çok şeyin ters yüz olduğuna şahitlik ediyoruz. Medeni denilen toplumların aslında barbar, barbar diye nitelendirilenlerin ise aslında kendilerine yapılan saldırı ve hakaretler karşısında nefsi müdafaa yaptıkları ve zulme boyun eğmedikleri için barbar gösterilmeye çalışıldığını anlıyoruz. Son günlerde sözde medeni olan Avrupa ülkelerinde kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e ve camilere yapılan saldırılar artmaya başladı. Bunda hem terörist Haçlı zihniyetin beyinlerde oluşturmaya çalıştığı İslamofobi algı operasyonları hem de güncel siyasi meselelerde çıkmaza girildiğinde dikkatleri başka yönlere çekme işgüzarlığı etkili. Onlar Müslümanların kitabına ve mabetlerine saldırırken Müslümanlar inançları gereği bunu yapmıyorlar. Zaten Kur’an’da da “Senin dinin sana, benim bana!” buyuruluyor.

Dünya, yaratıldığı günden bugüne kadar hak ve batılın birbirleriyle mücadelesine şahitlik etti. Hz. Adem’den bugüne kadar nice peygamberler, nice salih, nice sıddık, nice alim, nice evliya hak olan tevhid davası uğruna mücadele etti. Çoğu bu uğurda şehit düştü, hırpalandı, hicret etmek zorunda kaldı, hapislerde yattı, işkenceler gördü.

Yüce Allah, insanoğlunu ve cinleri sadece kendisine kulluk etmeleri için yarattığını beyan ediyor Zariyat Suresi 56. ayette. Bunun için Rabbimiz her dönemde yoldan sapan insanları tehvid akidesi etrafında toparlamak için onlara peygamberler, sahifeler ve kitaplar gönderdi. Son peygamber Hz. Muhammed ve son kitap ise Kur’an-ı Kerim’dir. İlk insandan beri Allah’ın insanlara tabi olmasını istediği tek din ise İslam’dır...

Hz. Peygamber’in İslam davasını tebliğ için görevlendirildiği günden bugüne değin inkarcılar onu yalanlamak, onun hakikatini ret ve inkâr etmek için kıyasıya bir mücadele içine girdiler. Müşrikler, davetin ilk günlerinde bile çok güçlü oldukları halde İslam’ın nurunu söndürmeye muvaffak olamadılar. Müminlere işkence ettiler, onları açlığa ve susuzluğa terk ettiler. Bazı sahabeleri katlettiler ama yaptıkları her zulüm müminleri korkutmadığı gibi her geçen gün sayıları arttı. Mekke’den ayrılmak zorunda kalan Müslümanlar kısa süre sonra Mekke’yi fethedip oranın hâkimi oldular. Mekke’de tutuşturulan İslam nuru bütün dünyayı sardı. Ne müşrikler ne de inkârcı Yahudi ve Hristiyanlar bu nurun yayılmasına engel olamadılar.

Kur’an’ın tek bir ayetini değiştirmeye güç yetiremeyenler, Haçlı seferleri ile Müslümanları yok etmeye kalkıştı. O olmadı bu defa iftira ve karalamalarla İslam’ı ve Müslümanları aşağılamaya başladılar. Bu da olmayınca Müslümanları birbirine düşürüp “bakın bunlar terörist, katil” gibi yaftalarla İslamofofi denilen algı operasyonuna giriştiler. Şer yolunda attıkları her adım onlar için inkisar oldu, hayal kırıklığı oldu. Zira İslam her gün binlerce gönlü nuruyla nurlandırdı. Avrupa başta olmak üzere dünyanın her köşesinde insanlar akın akın İslam’a koşmaya devam etti ve hâlâ da ediyor.

Hırslarından kuduran İslam düşmanları bu defa çaresizlik ve zavallılık içinde mağlup oldukları Kur’an’ı yakmaya kalkarak güya ondan intikam almaya kalkıştı. Bu korkak ve zavallı güruh bu mel’un eylemlerini yaparken, yine kendilerini perde arkasından destekleyen devletlerin kolluk güçlerinin arkasına sığınmayı da ihmal etmediler. Bu eylemlere Avrupa’nın birçok ülkesi gönüllü ev sahipliği yapıyor. Bunun yanında Rusya, İngiltere ve ABD gibi ülkelerde kutsal kitaplara hakaret etmek, onları yakmak yasalarla yasaklanmış.

Son günlerde bu eylemlerle adı sık sık anılan ülke İsveç. Bu eylemlerin seri aktörü ise Suryani-Arami kökenli Salwan Momika isimli ruh hastası birisi. Adı sürekli Kur’an yakma eylemleri ile anılan bu herif, zaman zaman sokakta yediği dayaklarla da gündeme geliyor. Bir türlü uslanmayan ve eylemlerine her gün bir yenisini ekleyen bu arsız ve yüzsüz adamı, eylemleri sırasında İsveç polisi koruyor. Çığ gibi büyüyen tepkiler karşısında üç maymunu oynayan iki yüzlü İsveç hükümeti bu adamı durduracağı yerde onu engellemek isteyen Müslümanlara saldırıyor. Geçen gün ajanslara düşen bir habere göre İsveç polisi bu rezil adama engel olmak isteyen on beş Müslümanı tutuklamış ve tartaklamış.

Milat Gazetesinde 4 Eylül günü yayınlanan bir habere göre İsveç ve Danimarka'da son dönemde Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılar yoğunlaşmış. Danimarkalı ırkçı politikacı ve Sıkı Yön Partisi lideri Rasmus Paludan, 2022'de Paskalya tatili boyunca İsveç'in Malmö, Norköpin ve Jönköping kentleri ile başkent Stockholm'de Kur'an-ı Kerim yakma provokasyonlarını sürdürmüş. Paludan, 21 Ocak'ta Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği ve 27 Ocak'ta Türkiye'nin Kopenhag Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmış.

Momika, 28 Haziran'da, Stockholm Camisi önünde, 20 Temmuz'da da Irak'ın Stockholm Büyükelçiliği önünde, 31 Temmuz ve 14 Temmuz'da İsveç parlamentosu önünde polis koruması altında Kur'an-ı Kerim'i ve Irak bayrağını ayaklar altına almıştı.

İran asıllı Bahrami Marjan ise Stockholm'ün Angbybadet sahilinde 3 Ağustos'ta polis korumasında Kur'an-ı Kerim yakmıştı. Salwan son olarak İsveç’in Pakistan büyük elçiliği önünde eylemini tekrarladı.

Ey beyinsiz kafalar! Şunu iyi bilin ki Kur’an’ı yakmakla onun nurunu asla söndüremezsiniz. Onu yakmakla onu ahkamını kaldıramazsınız. Onu yakmakla kalplerimizdeki Kur’an sevgisini köreltemezsiniz. Bu acizliğiniz, bu çaresizliğiniz, bu alçaklığınız sizi debelendiğiniz adına esfel-i safilin denilen çukurlardan daha da diplere yuvarlayacaktır. Bu yaptığınız ne ifade özgürlüğüdür ne de size sağlanan bu imkanlar özgürlüktür. Hiçbir şey elde edemeyecek ve sonunda hüsranlarınıza bir yenisini eklersiniz. İslam çığ gibi büyüyecektir. Yolundan gittiğiniz atalarınızın da denediği bu eylemleriniz asla size bir şey kazandırmayacaktır.

Baki bir şiirinde der ki:

“Güneşin zerre kadar kadrine noksan gelmez,
Eylese nûr-ı cihan-tâbını huffâş inkâr.”

Günümüz Türkçesi ile:

“Yarasalar, tüm cihanı aydınlatan nurunu inkâr etse de güneşin kıymetine zerre kadar bir noksanlık gelmez."

Siz ağızlarınızla, ellerinizle, medyanızla, sosyal ağlarınızla İslam’ın nurunu söndürmek için dünyadaki tüm dolarları, Euroları harcasanız da ALLAH NURUNU TAMALAYACAKTIR! Hem de size inat, siz bundan hoşnut olmasanız da bu durumu kabullenmek istemeseniz de!
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
müslüm 2023-12-28 22:37:09

Avrupada islam düşmanlığı yoktur.Birkaç dengesiz Kuran yakmıştır.Aynı dengesiz insanlar İncilde yakmıştır.Londra ve Rotterdam belediye başkanları müslümandır.Camilerde rahat rahar ibadetlerini yapmaktadırlar.Müslümanlar Avrupa ülkelerin de rahat,huzurlu ve mutludurlar.Bu yüxdende yüzbinlerce müslüman ölümü dahi göze alarak Avrupaya iltica etmektedir.