‘Kiracı değil, ev sahibiyiz’

Memur-Sen İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Çorum Şube Başkanı Ahmet Saatcı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

29 Ocak 2015 Perşembe 20:56
 ‘Kiracı değil, ev sahibiyiz’


Memur-Sen İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Çorum Şube Başkanı Ahmet Saatcı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.


Mesailerin tamamını medeniyetimizin inşasına ayırmak zorunda olduklarını, Memur-Sen ve bağlı sendikaların; devlet, millet, ahlak ve değer politikalarına insan merkezli olarak daha çok ağırlık verdiğini belirten Saatcı, şöyle dedi: “Bizim devraldığımız miras emeği, özgürlüğü, insanı birlikte ele almayı gerektiriyor. Mehmet Akif İnan ağabeyimiz ve diğer öncülerimizin ileriye taşıdığı bayrak emeğin insanlığın hak ettiği değeri alması ötekileştirmenin olmadığı bir ortamda yer almanın adıdır. Çalışanlara daha fazla refah, ülkeye daha fazla huzur, daha fazla demokrasi ve özgürlük; millete daha derin bir kardeşlik ve dünya mazlumlarına daha çok destek için sendikacılık yapıyoruz. Emeğe değer verip, ekmeği büyütmek için mücadele ediyoruz.


Çözüm Süreci’nin başarıya ulaşması için Memur-Sen olarak yoğun ter akıttık. Çözüm Süreci’ni, Türk’ün, Kürt’ün, Arap’ın, barış çığlığı attığı bir süreç olarak görüyoruz. Haziran’da genel seçimler olacaktır. Daha önceki seçimlerde siyasi partilerin tamamı yeni anayasa vaadinde bulunmuştu. Ama bizler darbecilerin anayasasından medet uman siyasiler yüzünden yeni anayasaya kavuşamadık. Öyle ise bütün siyasi partilere çağrımız, seçim vaatlerinize yeni anayasa ve çözüm süreciyle ilgili ne düşünüyorlarsa onu koymalıdır.2015 Haziran ayından sonra hiçbir bahaneniz kalmayacağını görerek bu millete sahici vaatlerde bulunmamız gerekir diye düşünüyoruz.


Biz bu ülkede kiracı değil ev sahibiyiz. Bu ülkeyi bize emanet eden medeniyet öncülerimiz büyük bedeller ödedi. Bizler de ödeyerek medeniyet davamızı ileriye taşımalıyız. Medeniyet davamızın öncüleri gibi, eser bırakmanın ne kadar güzel olduğunun da altını çiziyorum. Örgütlüğünü, örgütlü toplumun, yöneten toplum olma, sevdasını daha ileri götürerek, o mirası kuşanmamız ve amel defterimizi ebediyen açık bırakmamız gerekir diye düşünüyoruz. Kültürümüzü, medeniyet değerlerimizi korumak ve yaşatmak bu aziz milletin evlatlarına emanettir. Kültür bizim için medeniyeti, yeniden büyük Türkiye'yi inşa etmemizin temel aracıdır. Kültür, medeniyete zemin hazırlar. Medeniyet de kültürü ayakta tutar. Medeniyet ile kültür arasındaki bağlılık öyle bir şeydir ki, onları birbirinden ayırmak, her ikisini de inkâr etmek anlamına gelir. Kültürü biz asli amacına uygun olarak kullanmanın mücadelesini vereceğiz.


İslam medeniyetinden kalan mirasa toplum olarak sahip çıkmalıyız. İslam kültür ve medeniyeti sanat ve estetiğin şaheserleriyle asırlara damgasını vurmuştur. Nitekim bilgi ve hikmetin, taşa, tuğlaya sindiği estetik harikası camiler, nağmeden gönüle dökülen musikiler, bilinçli dindarlığın ilim aşkıyla şekillendirdiği külliyeler, olabildiğince naif bir dindarlık anlayışının izini taşıyan nice mimari eserlerle İslam sanatı, bir dantel gibi arzın dört bir yanında işlenmekle kalmamış, aynı zamanda öte dünyadan inşirahlarla ruh ve gönüllerin manevi ikliminde de derin izler bırakmıştır. Şimdi o izleri yeniden hatırlamak, hatırlatmak zorundayız.


Basın özgürlüğüne evet, ancak kutsallara saldırıya ve hakarete hayır, kainatın efendisi, rahmet Peygamberi, sevgililer sevgilisi efendimiz (S.A.V.)e hakaret edilmesini şiddetle kınıyorum. Fransa'daki karikatürislerin infazından sonra dünyanın gösterdiği yapmacık tepki, akla Filistinli çizer Naci El Ali'yi getirdi. El Ali, Londra'da 27 yıl önce İsrail ajanları tarafından sessiz sedasız bir şekilde katledilmişti. El Ali'nin tek amacı, işgal altındaki topraklarında yaşanan İsrail zulmünü kalemiyle dünyaya anlatmaktı. Bunun için dünyaca tanınan Hanzala karakterini üretmişti. Ama Hanzala da onu çizen Naci El Ali için de dünyadan tek ses gelmedi. Mossad'ın katlettiği kültür elçisi için ses çıkartmayan kültür maskesi altında İslam'a saldırıları meşrulaştırmak adına alanlara indiler.. Biz her türlü terörün karşısında mazlumun yanındayız ama çifte standartların da farkındayız. Naci el-Ali; Hanzala'yı, insanlığın Filistin'de yaşananlara sessiz kalmasından ötürü bir küskünlüğün ifadesi olarak sürekli sırtı dönük halde resmetmişti. Artık Hanzala yüzünü dönmeli. Dönmesi için tüm vicdan sahipleri Filistin davası adına ayağa kalkmalı.”







Son Güncelleme: 29.01.2015 20:57
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
çorumlu 2015-01-30 09:24:17

ötekileştirmenin olmadığı bir ortam mı başkan.... güldürmeyin kendinize