Saraçoğlu tek tek açıkladı

Prof. Dr. Saraçoğlu, mercimek, nohut, pirinç, yulaf ve patlıcan gibi zengin lektin içerikli gıdaların tüketilmesini önerdi...

23 Mayıs 2021 Pazar 13:02
Saraçoğlu tek tek açıkladı

Lektinin, koronavirüsün dikensi çıkıntılarını kilitleyerek hareketsiz hale getirdiğini belirten Saraçoğlu, mercimek, nohut, pirinç, yulaf ve patlıcan gibi zengin lektin içerikli gıdaların tüketilmesini önerdi...

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, yapısında lektin maddesi bulunan gıdaların Kovid-19’a karşı koruyucu etkisine dikkat çekti.

Saraçoğlu’nun lektinin Kovid-19’a karşı koruyucu etkisini konu alan makalesi “Journal of Pharmaceutical Research International” adlı uluslararası bilimsel dergide yayımlandı.

Milliyet’in sorularını yanıtlayan Saraçoğlu, makalesinin 8 Mayıs’ta yayımlandığını belirterek “Kimyasal olarak baktığınızda lektin şekeri kendine çekiyor.

Koronavirüsün de spike’ları (dikensi çıkıntı) var biliyorsunuz, hücrelere onunla giriş yapabiliyor ve bu spikelar protein yapılı, aminoasit ve şekerden oluşuyor. Lektin içeren bir yiyecek yediğinizde, işte bu şekeri kendisine bağlıyor, yani spikeları hareketsiz hale getiriyor, kilitliyor. Lektinin en büyük özelliği bu” bilgisini paylaştı.

TATLI TÜKETİMİNE DİKKAT

Salgın döneminde özellikle lektin içeren gıdaların tüketilmesini öneren Saraçoğlu, “Lektin tahıl ve bakliyat grubunda var. Mercimekte, nohutta, pirinçte, buğdayda, arpada, yulafta, ayrıca patlıcanda bol lektin var, onları tüketin.
Bir de lütfen tatlı tüketimine sınırlama getirin. Yani ne kadar çok tatlı tüketirseniz, koronavirüse karşı bağışıklık sisteminizi o kadar çok zayıflatıyorsunuz. Çünkü şekeri seviyor” diye konuştu.

PIHTILAŞMAYA LAVANTA ÇAYI

Son araştırmalarda koronavirüsün kanın pıhtılaşmasına da yol açtığının tespit edildiğinin hatırlatılması üzerine Saraçoğlu, lavanta çayının kan sulandırıcı özelliğine işaret ederek “Bunun klinik deneyi de yapıldı.
Lavanta çayı için” önerisini dile getirdi. Saraçoğlu, Rusya’da Kovid-19’dan ölenlerin kadavraları üzerinde yapılan çalışmaların ardından tedavide kan sulandırıcıların kullanılmaya başlandığını ve bu sayede 14 binden fazla hastanın tedavi edildiğini anlattı.

Virüsün yapısının hâlâ tam olarak bilinmediğine, dolayısıyla aşı ve ilaç çalışmalarında virüsün mutasyon hızından kaynaklanan zorluklar yaşandığına değinen Saraçoğlu, “En kötü tarafı ‘bu dertten kurtuldum’ dediğiniz anda sizi tekrar yakalayabiliyor ve akciğerde, kalp zarında, beyinde, pankreasta, böbreklerde kalıcı hasar bırakıyor.
Bir anda Tip2 diyabet hastası olup insülin bağımlısı haline gelebiliyorsunuz. Ayrıca demansı tetikliyor ve unutkanlığa da yol açıyor” dedi.

TÜRKİYE’NİN BÜYÜK BAŞARISI

Saraçoğlu, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) BM’ye sunduğu tıbbi kenevir ile ilgili öneriye Türkiye olarak karşı çıktıklarına ve önerinin reddedilmesini sağladıklarına işaret etti.

Türkiye olarak, olumsuz oy kullanan diğer BM üyesi ülkelere liderlik yaptıklarını belirten Saraçoğlu, “Başlangıçta 53 ülkenin sadece 12’si ‘hayır’ diyordu.

Daimi Temsilcimiz Sayın Ahmet Muhtar Gün ile birlikte 6 Bakanlık, 12 Genel Müdürlük ve konu uzmanı akademisyenlerimizle 8 aylık çok sıkı çalışmamız neticesinde ‘hayır’ diyen 12 ülkeyi, 27 ülkeye kadar çıkartabilme şansını elde ettik.

Böylece tıbbi kenevir ile ilgili sunulan 6 maddelik öneriden 5’i ‘hayır’ oyu aldı. Bu konuda dijital diplomasiyle elde ettiğimiz başarı, Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Dünya 5’ten büyüktür’ ifadesinin uygulamalı örneği olarak ülkemiz adına tarihe başarı imzasıyla geçmiştir” dedi.

Son Güncelleme: 24.05.2021 12:26
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.