Ahıska Türkleri’nin Sürgünü’nün 70. Yıl Sempozyumu için Çorum’a gelen Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva, İl Genel Meclisi’nin konuğu oldu. Meclis üyelerine anlamlı bir konuşma ile seslenen Paşayeva, Türk Milleti üzerinde oynanan oyunları samimi ifadelerle dile getirdiği konuşmasında, “Türkiye’nin gücü, aynı Zamanda Azerbaycan’ın gücüdür. Bu coğrafyada başkalarının oyun kurucu olmasına müsade etmemeliyiz. Aynı yurdun, aynı milletin evlatları olarak birbirimize daha çok sahip çıkıp, güçlerimizi birlikte ortaya koyabilmeliyiz.” dedi.

Azerbaycan’ın Milli Ses Sanatçısı Nuriye Hüseyinova ile birlikte meclisi ziyaret ederek, toplantıya katılan Paşayeva, meclis üyelerinde ayakta alkışlanarak karşılandı.

Bayat’ın Çukuröz Köyü’nde yaşanan yangın felaketi için geçmiş olsun dileğinde bulunan İl Genel Meclis Başkanı Halil İbrahim Kaya’nın davetiyle kürsüye gelen Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva, ”Bizler aynı yurdun insanları ve aynı milletin evlatları olarak birbirimizi tanıyamazsak, birbirimizi sahiplenemeyiz.  Sırf Müslüman ve Türk olduğu için dünyanın dört bir yanında zulüm gören kardeşlerimizin imdadına yetişebilmek için birlik içinde olmamız kaçınılmazdır. Ancak bu şekilde zulmün karşısında güçlü olarak durabiliriz.” diye konuştu.

Ermeniler’in Azerbaycan’da uyguladığı soykırım ve işgalle ilgili de bilgiler aktaran Paşayeva, Ermeniler’in Azerbaycan topraklarının % 20’sini işgal ettiğini, 8 milyonluk nüfusun bir milyonunu da göçe zorladığını söyledi.

“Türk ve Müslüman olmamızın bedelini ödüyoruz.” sözleriyle yaşananları özetleyen Paşayeva, uluslararası camianın sadece sözde ifadeler kullandığını, Ermenistan’a hiç bir baskı e yaptırım uygulamadığını dile getirdi.

Büyük acılar ve mücadelelerin sonunda bağımsızlığını kazanan Azerbaycan’ın Allah’ın yardımıyla tüm acılarına rağmen kalkındığını, Türkiye’nin varlığı ile her zaman gurur ve güvence duyduklarını vurguladığı konuşmasında, “Türk dünyasının yaşadığı coğrafya üzerinde başkalarının oyun kurmasına ve milletimize tuzaklar hazırlamasına fırsat vermemeliyiz ve oynanan oyunların farkında olmalıyız. Gençlerimizi bu bilinç ve birliktelik şuuruyla yetiştirmeliyiz. Oluşturulmaya çalışılan mezhep kavgalarını fakredemezsek, hepimiz bu ateşin içinde yanarız. Kanımız aynı, dinimiz aynı, Allah’ımız aynı. Gerisi tamamen teferruattır. Detaylara takılarak birbirimizi sevmezsek ve kışkırtmalara kapılırsak, bunun acısını da eziyetini de yine bizler çekeriz. O zaman kimse gelip bizim yaramızı sarmaz, yine bizler birbirimizin yaralarını sarmak için koşarız.” dedi.