Hitler, hayatının son anında halen bir ordusunun gelip her şeyi düzelteceğini düşünüyordu. Böyle olmadığını fark ettiğinde her şey bitmişti. Geç fark ediş hayvanlar açısından da benzer anlam ifade eder. Böyle bir durum onların hayatlarına mal olabilir.

“Tanrım, bana savaşabileceğim şeylerle savaşmak için güç ver, katlanabileceğim şeylere katlanmak için sabır ver, birini diğerlerinden fark etmek için akıl ver.”(Rus atasözü)

Bazı anlar olur ki zamanında fark etmediğimiz şeylerden dolayı neler kaçırdığımızı çok sonra anlarız. Çocuklarımızın büyümesi, bir yıldızın kayması da buna dahildir. Örneğin Edison ampulü bulmasaydı dünle bugünün aydınlatılmasındaki farkı anlayamayacaktık. Fark etmek için birinci öncelik karşılaşmaktır. Kurtların önemini onların sayısı azalana kadar bilmiyorduk ama ne zaman ki onlar azaldı domuzlar çoğaldı.

“Bir şeyi bilmek onu fark etmek demektir.” Fransız Atasözü

İnsanın varlığının ispatı, farkını fark etmesiyle mümkündür. Farklılık yeri gelir bizi temsil eden bir kimlik olur. Şehrimize gelen bir Çinli bizim için sadece Çinli’dir. Bir toplulukta bir kişi mavi gözlüyse adı unutulur kullanılan isim çakır olur. Yaptığımız her şey farklılığımızı ortaya koymak anlamı taşır. Biz farklıyız diye bağıran siyasi partiler de “biz ve diğerleri” derken aynı noktayı vurgular.

Farkına varmak bir erdemdir. Kimisinin varlığı ile yokluğu hemen fark edilirken kimisi de hiçbir zaman fark edilmez. Bir toplama işleminde ki sıfır ile çarpma işlemindeki bir sayısı gibi. Onun için insanlar kendilerinin veya yaptıklarının bir milat olarak anılmasını isterler.

Farklılık arayışları, insanları yeni kıtalar keşfetmeye, yeni buluşlar yapmaya iter. Aleksander Graham Bell telefonu bulmuş ve sevgilisinin isminin baş harflerinin kısaltarak “alo” diye seslenmiş. Ogün bugündür tüm dünya telefonun diğer ucundakine “alo” diye hitap eder olmuş. Telefon ülkemize geldiğinde “alo” yerine “hu” diyelim-demeyelim tartışmaları yapılmıştır.

İnsanlar kendi farklarını ortaya koymak için eylem dahi yaparlar. Bazen farklı bir davranışa muhatap olduğumuz da “Biz de Allah kuluyuz” deriz.

Ağabeyimin vefatında sonra fotoğraflarına bakarken birlikte çekildiğimiz son fotoğrafın on beş yıl önceye ait olduğunu fark ettiğimde hem çok üzülmüş hem de kendimi suçlamıştım. Artık sevdiklerimle daha sık fotoğraf çektiriyorum.

“Dolabında asılı onlarca gömleğinin sadece üçünü giydiğini ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu fark etmeli.” demiş Can Yücel.

Trafikte kırmızı ışığın yandığını fark edemezsek hem kendi hayatımızı hem de başkalarının hayatını tehlikeye atarız. Yürürken de muz kabuğunu fark edemeyip düşeriz herkesin maskarası oluruz.

Alışkanlıklar fark etme yeteneğinin düşmanıdır. Her gün aynı yoldan giden kişi o yoldan ilk defa gidenin gördüklerini göremeyebilir. Farkını ortaya koyamayan insanın hatırlanamayacağını bilenler, fark ederken fark edilirler.







Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.