Çorum şu hastalığından bir türlü kurtulamıyor. Aktarınca kimileri hak verecek, kimileri ise ‘malum hastalığın’ etkisiyle yine memnuniyetsizliklerini dile getirecekler, eminim. Ama işimiz ‘birilerinin hoşuna gitsin’ diye yazmak çizmek olmadığına göre, malum hastalıktan bahsedelim en iyisi. Şehrin yerinde saymasının en büyük nedenlerinden biri de bu ‘hastalık’ çünkü.  Ne zaman gördüğümüz eksiği gediği, noksanları dillendirsek, üstelik de bunu üslubunca yapsak, yazdıklarımız her nedense muhataplarında anlaşılamayan garip bir etki yapıyor. Kafamızı kuma gömsek, ‘herşey çok güzel, rayında gidiyor, tam da istediğimiz gibi’ desek, sanki sorunlar çözülecek, Çorum çağ atlayacak. Öyle mi?

Belirttiğim gibi bunu sıkça yaşıyoruz. Çorum’un meselelerini yakından takip etmek görevimiz olduğu kadar bu şehre sorumluluğumuz. Yapılanları, yapılmayanları gündeme taşımaya, yapıcı ve yön gösterici eleştiriler getirmeye, gerektiğinde çözüm önerileri sunmaya mecburuz. Bu konuda mütevazı olmaya gerek de yok. Yılların birikimi ve tecrübesiyle fikri takip ve donanıma sahip insanların görüşleri küçümsenecek, ötelenecek, azımsanacak, hafife alınacak bir şey olmasa gerek. Hele hele bu insanlar uzunca bir zaman diliminde şehrin acı ve tatlı hikayelerine, sorunlarına ve travmalarına bizzat şahitse…

Herhangi bir kuruma daha dün atanan, görevinde bir şeyler yapması için kendisine makûl süre tanıdıklarımız, hele ‘şehri bir anlasın, özümsesin’ dediklerimiz, ne çelişkidir ki, şehir için yazılıp çizilenleri ‘şahsi’ algılıyor. Oysa bizim için önemli olan o makamda oturanların isimleri değil; ortaya koydukları işler, icraatlar, bu şehre sundukları katkılar.  Yazılan eksikler, yapılmayanlar, yolunda gitmeyen işler, yanlışlar, niye hep ‘karşıt görüşten, öbür gruptan, onun adamı, bunun adamı’ gibi ucuz ama mide bulandıran basitliklerle yaftalanır ve üzeri örtülür, işte derdimiz bu. Öz bir ifade ile iyiye iyi, kötüye kötü demek, dahası mevcut durumu iyisi kötüsüyle irdeleyip bir muhasebe yapmak ne zamandan beri ‘şehre zarar’ vermiş. Demek istediğim bizim yazdıklarımızın sorgulanması değil; muhatabının hoşuna gitmeyen şeyler yazıldığında hemen karşı atağa geçilerek, neredeyse ‘yazanın suçlu’ gösterilmesi. Hatta hayali senaryolarla karalamaya girişilmesi, olmadık kulpların takılması.

Birkaç örnekle anlatayım mevzuyu: Çorum’un Forbes ve İstanbul Üniversitesi’nin yaptığı araştırmalarda mutluluk düzeyi sıralamasında Türkiye’de 81 il arasında 60 ve 56.’ıncı sırada olduğunu söylemek,; siyasetin temsilcilerinin siyasi tercihlerde Çorum’un hep alt sıralarda kalmasına neden olduklarını dillendirmek; Belediye’nin yatırım ve kent problemlerinin çözümünde daha hızlı hareket etmesi gerektiğini yazmak; üniversitemizin genel-geçer bilimsel ölçütlere bakılarak  gerileme sinyalleri vermeye başladığını ifade etmek ve daha bir çok probleme parmak basmak asla bu şehre ‘kötülük etmek’ değildir.

Aksine mesleki tecrübe, birikim ve donanıma sahip olanlar vatandaşta ciddi karşılık bulur. Bilerek hata yapmazlar. Güvenirlilikleri tartışılmaz. Taraflıkları doğrudan yanadır. Birikimleri tescillidir. Şimdi kalkıp bu insanların, birileri tarafından yönlendirildiğini iddia etmek, hazımsızlık yapan haberlerin onlara servis edildiğini savunmak, hatta daha ileri gidilerek kurumların içinde sızmaların olduğunu sorgulamaya kalkmak, en hafif tabirle abesle iştigaldir. İvedi ve şiddetle tedavi edilmesi gereken patolojik bir durumdur.

Netice olarak;  sorumluluk makamında olan bazı yöneticiler, enerjilerini doğruların üzerini kapatmaya harcamak yerine, “nerede bir eksiğimiz var, bu noksanlığı nasıl telafi edebiliriz, hangi hizmet ve yatırımları üretebiliriz,  şehir insanını nasıl daha fazla mutlu edebiliriz”e kafa yorarsa, memleket böyle selamete kavuşur.

Yoksa durum ortada; ne köy oluyoruz, ne kasaba.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
2020-12-02 11:03:22

Tt