Eğitim Sen, DİSK`e bağlı Birleşik Metal-İş üyelerinin başlattığı grevin Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklanmasını protesto etti.

Bugün saat 14.00’de Merkez PTT Binası önünde yapılan eyleme Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Mehmet Öztürk ile sendika üyeleri katıldı.

Çeşitli sloganların atıldığı eylemde basın açıklamasını Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Mehmet Öztürk yaptı.

DİSK`e bağlı Birleşik Metal-İş üyesi yaklaşık 15 bin metal işçisinin 29 Ocak’ta başlattığı grev, ikinci gününde Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklandığını belirten Öztürk, “Daha önce Hava-İş ve Kristal-İş‘in grevlerini de yasaklayan AKP, Birleşik Metal-İş‘in grevine ‘ulusal güvenlik’ gerekçesiyle 60 gün durdurma kararı getirdi. Daha önce havacılık ve cam işçilerinin grevlerini yasaklayan kararlardan sonra metal işçilerinin grevinin yasaklanması çalışma yaşamının ne hale getirildiğinin bir göstergesidir. Bu başlı başına bir skandaldır.” dedi.

Getirilen yasağın, metal işçilerinin grevinin kararlı ve mücadeleci bir çizgide ilerlemesini ve kazanımla sonuçlanmasını engellemek amacıyla getirildiğinin ayan beyan ortada olduğunu ifade eden Öztürk, “Her fırsatta "milli irade" diye bağıran AKP`nin işçilerin grev kararına böyle bir yasak getirmesi, hükümetin işçilerin ve emekçilerin değil patronların çıkarını koruduğunun açık kanıtıdır. Bu yasak AKP hükümetinin emekçilere şaşı baktığının bir göstergesidir. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun “Grev ve lokavtın ertelenmesi” başlıklı 63. maddesine dayandırılan erteleme kararı fiilen yasaklama anlamına gelmektedir.” şeklinde konuştu.

Öztürk açıklamasına şu şekilde devam etti;

“Emekçilerin bir talebi söz konusu olduğunda hemen gerici yasaları dayanak alan AKP’nin bu kararı hükümetin hakkını arayanı değil verilene razı olanı baş tacı eden emek aleyhtarı niteliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Bu keyfi karar yasalardaki grevlerle ilgili hükümlerin bütünüyle değişmesi gerektiğini de göstermektedir. Bakanlar Kurulu’nun elinde böylesi yetkilerin bulunması, Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en önemli engellerin başında gelmektedir.

Emekçiler olarak metal işçilerine yönelmiş bu keyfiliğin, anti demokratik uygulamanın bütün emekçileri ilgilendirdiğinin bilincindeyiz. Bu karar, AKP’nin demokrasi anlayışının da sınırlarının göstermesi bakımından önemlidir.

Anayasal bir hakkın kullanılmasının böylesine pervasızca engellenmesine karşı Birleşik Metal-İş Sendikası’nın ve metal işçilerinin yanında olacağımızı duyuruyoruz. AKP hükümetini hemen her alanda kendisini gösteren yasakçı ve baskıcı anlayışından vazgeçmeye, işçilerin-emekçilerin en temel haklarına yönelik saldırılarına derhal son vermeye davet ediyoruz.

HAZIRLANAN İŞ GÜVENLİĞİ KANUNU KABUL EDİLEMEZ!

Kaçak saraylar inşa edip hukuksuzca içine oturanların, çocuklarına para sayma makineleriyle hesaplanabilecek "harçlık" verip "gemicikler" alanların, "hediye" adı altında 300 bin euroluk saati kabul edenlerin, "bakara makara" diyerek paraları cukkaya indirenlerin yönettiği bir ülkede, işçinin ve emekçinin hakkını araması YASAK olacaktır ki bu devran böyle sürsün!

Bakanlar Kurulu`nun bu kararı, Soma`da ve Ermenek`te yiten canların "kader kurbanı" olmadığının bir kanıtıdır! Her gün iş cinayetleri sayısının arttığı bir dönemde demek ki kader, sadece yandaşlara "yürü ya kulum" demekte, işçinin ve emekçinin sırtındaki kamburu ise artırmaktadır. Bilinmelidir ki bir taraftan camilerden grev kararlarının "caiz" olmadığı yönünde fetva verdirip diğer taraftan "zulüm karşısında sessiz kalan dilsiz şeytandır" diyenlerin kaderi, işçi sınıfının örgütlü mücadelesine bağlıdır. Korkuları da yasakları da baskıları da bu yüzdendir!

EMEKÇİLERİN MÜCADELESİ ORTAKLAŞMALIDIR!

Metal işçilerinin grevinin kararlı ve mücadeleci bir çizgide ilerlemesi ve kazanımla sonuçlanması, sadece grevdeki metal işçileri açısından değil,  tüm işçi ve emekçiler açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle işçi ya da kamu emekçisi ayrımı yapmadan tüm işçi ve emekçilerin bu onurlu mücadelenin kazanımla sonuçlanması için metal grevini sahiplenmesi, metal işçilerine yalnız olmadıklarını hissettirmeleri gerektiği açıktır.

Türkiye`de işçi ve emekçilerin en temel haklarına yönelik saldırıların hız kazandığı, kamu emekçilerinin iş güvencesinin, işçilerin kıdem tazminatının hedefe konulduğu bir dönemde metal işçilerinin grevi, Türkiye sınıf hareketi ve sendikal hareket açısından tarihi önemde bir grevdir.

Metal işçilerinin grevi, kamu emekçilerinin önümüzdeki dönem başlayacak olan toplu sözleşme gidişatında belirleyici etkisi olacak bir grevdir. Bu anlamda bu grev, tüm işçi ve emekçilerin ortak grevidir.

Bizler, Birleşik Metal-İş`in grev kararına getirilen yasağı kınıyor ve grevde olan tüm işçilerle dayanışma içerisinde olacağımızın bilinmesini istiyoruz."