MUSTAFA DEMİRER
Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı ‘Beyaz Önlük Giyme ve Yemin Töreni’ düzenleyince, aklımıza Morfoloji Binası ile Diş Hekimliği Fakültesi geldi. Zaten unutmamıştık, sıcağı sıcağına hatırlatalım.
TIP, LİSEDEN BOZMA BİNADA
Çorum’da eğitime yeni adım atan geleceğin hekimleri heyecanlı bir başlangıç yaparken, Tıp Fakültesi öğrencilerinin temel bilimler eğitimleri halen Fen-Edebiyat Fakültesi İkbal Kampüsü’ndeki liseden bozma binada karşılanmaya devam ediyor. Mevcut fiziki yapıdan bina anlamında şu anda bırakın tıp öğrencilerini, kimsenin memnun olduğu söylenemez.
İYİ Kİ GETİRMİŞİZ
O günün şartlarında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde eğitim gören Hitit Tıp öğrencilerini memlekete getirmek için o bina kadavrasından klinik laboratuvarlarına kadar gerekli her türlü alt yapı ihtiyaçları karşılanarak ilk 20 binden öğrenci aldı ve eğitime başladı. İyi de oldu. Şimdi Çorum olarak bir yandan sağlık ordusuna yeni hekimler kazandırırken, tıp eğitiminin 6. senesinde doktorlar (intörn) hastanemizde staj yapıyor.
BU DÜŞÜNCEYLE 2025’E KADAR BEKLERDİK
Hitit Üniversitesi Rektörü’nün ‘Diş Hekimliği için tüm alt yapı bitmeden kuramayız’ bakış açısı düşünülseydi, bizim 2025'e kadar tıp fakültemizin olması mümkün olamazdı.
REKTÖR SÖZ VERMİŞTİ
Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, 2020 yılında Güney Kampüsü’nde ilk etabı 12 bin 500 m2, kapalı alanla birlikte toplam 25 bin m2’yi bulan, mimari ve mühendislik projeleri tamamlanan morfoloji binasının öncelikleri arasında yer aldığını ve 2021 yılında temelinin atılacağını ifade etmişti.
BÜTÇESİ 50 MİLYON, İHALESİ YIL SONU
Aradan iki yıl geçtikten sonra Morfoloji’nin ilk etabı için 2023 bütçesine 50 milyon lira kaynak tahsis edildiği ve bu yıl sonunda temelinin atılacağı bilgisi paylaşıldı.
GEREKÇELERİNİ BİR KEZ DAHA SIRALADI
Rektör, geçtiğimiz günlerde sosyal medya üzerinden yayınlanan bir programda iki ayrı başlıktan övgüyle bahsetti. Birisi Tıp Fakültesi, diğeri Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın.
Tıp Fakültesi’ne değinirken Morfoloji Binası’nı es geçti. Kendisine bu minvalde bir soru da yöneltilmedi zaten.
Sorular üzerine kısa özgeçmişinden, daha önce yaptığı görevlerden, 4 yıl süren ilk dönem icraatlarına(!) değinirken, pandemi, deprem ve kaynak problemi vs. mazeretleri bir kez daha tekrarlamayı ihmal etmedi.
ORTAYA ÖYLE BİR TARİH ATTI Kİ…
Üstüne üslük ortaya öyle bir tarih attı ki, kafaları karıştıran cinsten. Rektör’e göre; makine-imalat sektöründe vizyonel yaklaşımları sayesinde ihtisaslaşan Hitit Üniversitesi, sabredilirse tam 10-15 yıl sonra Türkiye çapında gıpta ile bakılan eğitim kurumları arasında başı çekecek. Bu sözler makine sanayisinde kendi ölçeğindeki illeri geride bırakıp bazı büyük şehirleri sollayan Çorum’da, neyle karşılaşacağımızı bilemediğimiz yepyeni bir keşfe çıkıldığı hissi uyandırıyor nedense.
REKTÖR HAKSIZ DA DEĞİL
Sayın Rektör, özgeçmişini özetlerken İstanbul Üniversitesi SBF Kamu Yönetimi, Amerika’da 5 yıl burslu doktora, aynı ülkede kamu sektörü liderlik programı, Medipol Üniversitesi’nde akademisyenlik, Başbakanlık Müşavirliği, TRT Yönetim Kurulu Üyeliği, Kamu Diplomasisi Yöneticiliği gibi önemli görevlerde bulunduğunu hatırlattı. E haksız da değil. Ufuk, vizyon ve gelecek perspektifi olan, entelektüel donanıma sahip üst düzey yöneticinin benim gibi hem de taşrada hasbelkader 30 yıldır gazetecilik yapan, yaşadığı şehrin yakın geçmişindeki travma ve sevinçlerine şahit olmuş birisi ile bakış açısının örtüşmesi beklenemez değil mi?
ÖVGÜYLE BAHSEDİLEN DİĞER BAŞLIK
Aynı programda Rektör’ün övgüyle bahsettiği diğer başlık Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın oldu. ‘Kardeşim’ diyerek hitap ettiği Aşgın’ın en önemli projesini Çimento Fabrikası arazisi olarak değerlendiren Rektör, bu projenin üniversiteye ciddi değer katacağını dile getirdi. Bu sözlerden anladığım; 2006 yılında yani 17 yıl önce kurulan Hitit Üniversitesi’nin az olan değeri Başkan Aşgın’ın Çimento Fabrikası projesiyle arttı.
HABERLERİ YOKSA, HATIRLATALIM
Belki haberleri yoktur, hatırlatalım; Kuzey Kampüsü’ne büyük emek ve çabalarla kazandırılan toplamda 2200 dönümlük arazinin halen yapılanan 540 bin m2’lik alanı dışında, Çomar Barajı istikametine doğru üniversiteye ait boş bulunan 1700 dönüm çok değerli genişleme alanı var. Güney Kampüsü’nde ise 460 dönüm yine değeri çok yüksek arazisi bulunuyor. En azından Kuzey Kampüsü’nde üniversiteye ait alanı çitle çevirirlerse sahip oldukları değeri daha iyi gözlemleyebilirler.
BİZ AİLEYİZ EVET, AMA…
Rektör aynı programda şahsına yönelik yoğun eleştiri bombardımanından olsa gerek, üniversitenin sadece rektörden ibaret görülmemesini, hocalar ve şehirle birlikte bir aile olarak değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti. Biz zaten Samsun 19 Mayıs Üniversitesi ile Gazi Üniversitesi’ne bağlı iken de, 2006 yılında müstakil üniversite olduktan sonra da böyle görüyorduk. Tek fark rektör başında bulunduğu kurumda tüm akademik ve idari ekibin çalışma azmini kamçılamış, harekete geçirmiş, moral-motivasyonunu yükseltmiş, ayrıca şehrin bütün dinamikleri ile bütünleşmiş oluyordu.
BU DA MAZARET LİSTESİNE GİREBİLİR
Bu arada Rektörlük Makamı’nın üniversiteye hizmet üretme gayretindeyken karşısına çıktığını söylediği pandemi, deprem, finans problemi mazeretlerine ilave edebileceği bir gerekçesi daha ortaya çıktı.
Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'ne göre, tasarruf tedbirleri kapsamında zorunlu haller dışında 2024 Yılı Yatırım Programı'na yeni proje alınmayacak. Ayrıca, vatandaşların acil ihtiyaçlarına ve ekonomide katma değer artışına doğrudan hizmet etmeyen projeler teklif edilemeyecek. Mevcut kamu sabit sermaye stokundan azami kapasitede yararlanılması için gerekli bakım ve onarımlara önem verilecek.
Genelge özetle böyle…
Şimdi merak edilen soru şu: Üniversite yönetimi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası veya yıl sonunda hizmete girecek olan Diş Hastanesi’nden sonra bazı üniversitelerin ADSM’lerle yaptıkları ve afiliasyonla hayata geçirdikleri Diş Hekimliği Fakültesi kurulmasına nasıl bakıyor?
Ya da Tıp Fakültesi Morfoloji ve Diş Hekimliği Fakültesi memleketin sağlığını ilgilendirdiğinden acil ve katma değer sağlayan bir yatırım ve hizmet kategorisine girer mi?
AH ŞU PSİKOLOJİ!
Çok özel olacak, ancak paylaşmadan edemeyeceğim; bir süredir canım Hitit Üniversitesi’ne dair yorum yapmayı hiç istemiyordu. Deyim yerindeyse artık bu konuda elim kolum kalkmıyordu. Yıllardır yazıyoruz, yazıyoruz biz bile artık neredeyse motivasyonumuzu kaybediyor olmuştuk. Ki yine olup bitene değil, olamayıp-bitmeyene seyirci kalmaya içimiz elvermedi.
Son söz; Hitit Üniversitesi’nin 10-15 yıl sonrasını görmeye ömrümüz yeter mi bilemiyorum, ama bildiğim tek şey ikinci 4 yıllık dönemde de, üniversite kaynaklı şehre katma değer sağlanacak işlere şahit olamayacağız gibi... İnşaallah yanılırız.
Çok haklısınız yazınızda, maalesef bir dört sene daha Hitit üniversitesi hak ettiği değeri göremeyecek. Lütfen arkadaşım dostum diye sahip çıkarken liyakate de dikkat edelim. Unutmayalım adamcılık bir memleketi bitiren temel unsurlardan
Sayın Demirer, haksızlık etmeyin. Ihaleler, satın almalar yapılıyor, birileri kadro, ünvan alıyor, hibeli projeler gerçekleşiyor, yurt içi ve yurt dışı seyahatler gerçekleşiyor. Bunlar az mı?
üniversite dediğinde akla ilk gelen şeyler şunlar sn mustafa bey 1- rektör ve kadroları kim dolduracak 2- arazi tahsisinden kimin malına talip olunacak 3- yemekhane- kantini kim işletecek 4- tedariklerini kimler yapacak üniversite dediğin şeyin organizasyonu bundan ibaret. niye tatlı canını sıkıyorsun. Yazık bu millete bir şey anlatmaya çalışma hele hele bizim çorumlunun sağcısıda solcusu da aynı kafa , sonuç itibariyle rektör 4 yıl daha burda. Ünvanınada çok takılma onlardan daha büyük ünvanda olan bakanlar ,başbakanlar , cumhurbaşkanları , hatta ABD BAŞKANI bıden var bıden yolda yürüyemiyor. onun için ünvanın hiç bir önemi yok. hitiler milattan önce 2 binde şehir kurmuş bir medeniyet adının hitit üniversitesi olması demek ki yetmiyormuş. yor ma kendini sal gitsin.
Kaleminize sağlık Mustafa bey. Yetmez ama evet...
Ağzına kalemine sağlık mutafa bey. Anlattıklarında eksik var fazla yok. YÖK’ten onaylanan diş hekimliği ve veterinerlik fakültesinde vardı bildiğim kadarıyla, hatta oğuzlar su ürünleri ve su sporluğuna hiç değinmemişsin.
Olamayıp-Bitmeyenlerin MÜSEBBIP'leri utansın.
Rektörün yeniden atanmasına sesi çıkmayan siyasiler gitsinler kampüs alanında halay çeksinler. Rektörde biliyor, dört yıl sonra bırakıp gidecek. Çorum hiç umurunda değil. Birde sahiden rektörün kadrosu Bandırma üniversitesinde. İsterseniz bunu bir araştırın
Sondan ...... Kime ne anlatıyoruz. Uyuklamaya devam malesef. Dünyada ilk 150 de yokuz. Gerisi hikaye