Özgür Eğitim Sen İl Başkanı Serdar Efe, Milli Eğitim Bakanlığı'nın kılık kıyafet konusunda kararı velilerin çoğunluğunun isteğine bırakmasıyla birlikte, velilerin fikirlerinin alınmaya başlandığını ancak bu durumun demokratik değil, baskıcı bir uygulama olduğunu iddia etti.

Okul yönetimlerinin disiplin ve güvenlik gerekçesiyle formadan yana olduklarını belirten Efe, “Benim çocuğumun kıyafetinin nasıl olacağına hiç tanımadığım başka veliler karar veriyor. Çoğunluk hiç hakkı olmadığı halde, devletin gücünü de arkasına alıp kendi gibi giyinmek istemeyen azınlığa tahakküm ediyor. Tek tip kıyafetler giyerek okudukları okullarda, tek tipleştirici eğitimden geçen toplum özgürlüğü bilmediğinden, özgürlükten korkuyor. ‘Öğrenci dediğin şöyle olmalı’ diye başlayan cümlelerle kafalarındaki şablonu tekrarlıyor veliler.” dedi.

‘Okula giren çıkan belli olmaz’ gerekçesinin çocukların değil, Bakanlığın sorunu olduğunu ifade eden Efe, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Tek tip kıyafetle güvenlik sorununu çözeceksek, bütün resmi dairelerde de tek tip kıyafete geçip, güvenlik elemanlarını ve giriş kontrollerini kaldıralım. Aileler için ise önemli olan ise çocukların kıyafet seçimiyle uğraşmamak. Giydir formayı gitsin anlayışındalar. Çocuk kendi tarzını oluşturamamış, kendini ifade edememiş, kimliği, kişiliği oturmamış, kimin umurunda. Bir de zengin-yoksul ayırımı olur meselesi var. O zaman kılık kıyafeti tek tip yapmak yetmez. Ayakkabılarını, çantalarını, kalemlerini, saatlerini, cep telefonlarını, cep harçlıklarını, kantinden alabilecekleri yiyecekleri vs hepsini tek tipleştirelim. Hatta mümkünse çocuklar için her türlü farklılıktan uzak, steril ortamlar hazırlayalım. Sonra da onları hayata hazırladığımızı iddia edelim.

Özgür Eğitim-Sen olarak bizler bu konuda da özgürlüğe ve adalete inanıyoruz. Adaletin gereği ise, anketlerde forma isteyen velilerin çocuklarının forma giymesi; serbest kıyafetten yana görüş bildiren velilerin çocuklarının okullara serbest kıyafetlerle gelmesidir. Bizim ve çocuklarımızın ne düşünüp ne düşünmeyeceğimizi, neye inanıp neye inanmayacağımızı, ne giyip ne giymeyeceğimizi belirlemek ne devletin ne de devlet destekli çoğunluğun haddidir.”