‘Müslümanın problemi inandığı gibi yaşamamaK’

Özgür-Der Şubesi'nin yeniden başlattığı ilk seminerde konuşan Musa Üzer, Müslümanların yaşadığı önemli bir probleme dikkat çekti.

18 Ocak 2022 Salı 00:54
‘Müslümanın problemi inandığı gibi yaşamamaK’

Pandemi sürecinin sebep olduğu kısıtlamalar sonucu seminer programlarına ara vermek durumunda kalan Çorum Özgür-Der Şubesi, kısıtlamalar sonrası ilk seminerini Özgür-Der Genel Sekreteri Musa Üzer’in sunumuyla gerçekleştirdi. İman ve Ahlak konusunu değerlendiren Üzer, ahlak kavramının tarihsel ve felsefi süreçte içinin nasıl boşaltıldığı ve post-modern paradigma ile sübjektifleşen iman-ahlak ilişkisi üzerinde durdu.

Ahlak meselesini konuşmanın önemini, Müslüman şahsiyetin, mevcudata şahitlik etme sorumluluğunu ahlakı ile ifa edecek olmasıyla bağdaştırarak sözlerine başlayan Üzer; Hz. Peygamber’in sünnet pratiği ile Müslümanların gündelik yaşantısındaki ikilikleri belirterek, inandığı gibi yaşamama problemine değindi.

Ahlaki kaideleri ile yaşam tarzları arasında çelişkiler bulunan Müslümanların bu noktaya nasıl geldiği sorusuna, içinde bulunduğumuz post-modern; hegemonik, kuşatıcı dünya hayatı tasavvuru ile başlamamız ve tarihsel süreci irdelememiz gerektiğini söyleyen Üzer; konuşmasına şu sözlerle devam etti:

“Kendisi dışında bütün toplumları ve dinleri değiştirme, dönüştürme, kendi paradigma kodlarına uydurma iddiası taşıyan bir süreçteyiz. Batı gibi düşünme, inancını ve ahlakını onlar gibi kurma olgularının da beraberinde getiren bu hegemonik süreç; dünyayı teorize eden, örgütlendirilmiş bir yapıya sahiptir. Hayatın bütün alanları kurgulanmış, yapılandırılmış, sistematik bir felsefeye dayandırılmıştır. Maalesef ki Müslümanlar bu süreci çok hafife aldılar.

Düşünce tarihine baktığımızda, Aydınlanma Dönemi ile ahlaka neyin temel teşkil ettiği tartışılmaya başlandı. İnsanlık tarihinin bütün tecrübesi, ahlak olgusunun hep din tarafından belirlendiği üzerineydi. Bu bakımdan İslam açısından da, diğer inançlarda olduğu gibi, ahlak verili bir olgu idi. Aydınlanma ile bu damarın kesilmek istendiğini gördük. Descartes ile başlayan süreçle, insanın metafizikle kurmuş olduğu ahlak perspektifini yıkan; temelini insan aklının oluşturduğu bir ahlak inşası ile karşı karşıya kalındı. Ahlakı dini ögelerden soyutlayarak insana dayandırma felsefesinin Kant döneminde doruğa ulaştığına şahit olduk.

AHLAKIN BELİRLEYİCİSİ YALNIZCA ALLAH’TIR

İslam anlayışındaki ahlaki değerler, kaynağını toplumdan bulan toplumsal değerler niteliğinde değildir. Batı düşüncesinde olanın aksine İslam’daki ahlak olgusu, basit düzeye indirgenmiş birtakım toplumsal değerler kategorisini teşkil etmez. Bu değerlerin kaynağı toplum değildir, ahlakın kaynağı nakil ve nass ile verilidir. Dolayısıyla, sıklıkla ahlakın Türkçe karşılığı mahiyetinde kullandığımız etik kavramı; ahlak kavramı ile bu noktada ayrışır. Hayatın farklı kategorilerine bölünerek belirli meslek gruplarının aralarında kural olarak belirledikleri değerler olarak tanınabilecek etik kavramı, kaynağını vahyin oluşturduğu ve Müslümanların tabi olma sorumluluğu içeren ahlak kavramıyla ilişkili değildir.

Yaşadığımız dünyanın hâkim kodları, dindar ama ahlaksız-dinsiz ama ahlaklı ilişkisinin mümkünlüğü meselesi açısından yanılgıya düşmesi kolay olan bir perspektifi savunuyor. Post-modern ahlakın “birtakım dünyevi eylemlerde bulunmanız sizi meşru kılar; bu meşruluktan önceki kimliğiniz, ateistliğiniz veya deistliğiniz, esas değildir” söylemi, hâkim dünya işleyişini devam ettirmenin; heva ve heves merkezli bir hayatı sürdürülebilir kılmanın teorizesidir. Ahlakın belirleyicisi yalnızca Allah’tır. Kitab-ı Kerim’deki bazı ayetlere dikkat ettiğimizde, iman-ahlak denkleminde böyle bir dengenin mümkün olmadığını; nass ile verili ahlakın dışında herhangi bir ahlak ölçütüyle bağlı olamayacağımızı görürüz."

Son Güncelleme: 18.01.2022 14:45
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
hoca 2022-01-18 12:57:11

dilde anlaşamayan dinde anlaşamaz,kimi osmanlıca kelimelerle konuşur sizde akademik bir dil kullanmışsınız .halkın anlayacasğı bir dil tercih ederseniz belki anlaşırız.ahlak ile kapital arasındaki ilişk şöyledir biri yükselirse diğeri alçalır

Avatar
oh oh 2022-01-18 12:17:37

Bugün de mağduriyet dozumuzu aldık

Avatar
Hikaye 2022-01-18 13:03:47

İnandığı gibi yaşayanlar Afganistanda.. Şeriat özlemi çeken Afganistana bir baksın..

Avatar
Mert 2022-01-18 14:19:44

Bu dini derneklerde, bir gün dinin temellerinden ve peygamber s.a.v. den de bahsetmek akıllarına gelir.
İNŞALLAH

Avatar
ömer 2022-01-19 14:23:20

haberi okumadan yorum yazan fanatikler çok komiksiniz. düşmanlık gözünüzü kör etmiş.

Avatar
Çorum 19 2022-01-19 01:23:38

Gerçekten inanilmis olsa yaşanırdı demek ki bir inanç problemi var sürekli teorik felsefe ama dünyada hukukta fikir ve ifade özgürlüğü de liyakatta durustlukte insan haklarında vs vs dipte olunduğu için Müslüman ülkelerin hali ortada müslümanlar gavur olarak nitelendirilen ülkelere hicret için sıraya girmiş hayatlarını hiçe sayıyorlar yani benim dinim irkim mezhebin uludur propagandaları bir işe yaramiyormus

Avatar
Çorum 19 2022-01-19 01:24:58

Niye yasamiyorsun elinden tutan önünü kesen mi var

Avatar
Okur Yazar 2022-01-20 13:55:32

Allah'dan toplumda hala duyarlı ve hassasiyet sahibi, anlamamaya ve yaşamaya gayret eden insanlar var, insanın tüm çevresinin bazı yorum yazanlar gibi olduğunu düşünsenize, Allah muhafaza...

banner165