Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Mehmet Öztürk, “Milli Eğitim Bakanlığı ve Milli Eğitim Müdürlükleri, ilk defa ve yeniden okul müdürlüğü için yapılan sözlü sınav komisyonları ile siyasi kadrolaşmada bir hukuksuz uygulamaya daha imza atmıştır.” dedi.

Uygulama hakkında eleştirilerde bulunan Öztürk, “Yapılan uygulama ile AKP, Milli Eğitim Bakanlığı ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerince ‘Yandaş Sen’ dışında kendilerinden olmayanları adeta tırpanlamıştır. Açıklanan sonuçların toplum ve eğitim çalışanlarının vicdanlarında hiç bir meşruiyeti yoktur. 

‘Çadır tiyatrosu devam ediyor’

Şubat 2014 te MEB Şube Müdürlüğü için yaptığı sözlü sınavla ilgili Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. Kurulu, 11 Eylül 2014 gün ve E.2014/5897 sayılı kararıyla 10.02.2014 - 28.02.2014 tarihleri arasında gerçekleştirilen MEB Taşra Teşkilatı Şube Müdürlüğü Görevde Yükselme Sözlü Sınavların tamamını ve bu sınavla yapılan 1709 şube müdürü atamasının yürütmesini durdurmuştu.

İlk defa ve yeniden okul müdürlüğü için görevlendirilmek üzere başvuranlar için 16-23 Ekim 2014 tarihinde yapılan sözlü sınavlar da ikinci bir çadır tiyatrosuna dönüşmüştür. Türkiye'de nerede olursa olsun "mülakat" ya da "sözlü sınav" kelimelerinin tek karşılığının "torpil" olduğunu ilkokul çağındaki çocuklar bile bilmektedir.

‘Notlar adrese teslim edildi’

Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmesine ilişkin Yönetmelik 10.06.2014 tarih ve 29026 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik hükümleri uyarınca yapılan uygulamalarda daha önce Çorum da 68 okul müdürü tasfiye edilmişti. 16-23 Ekim 2014 tarihleri arasında yapılan sözlü sınav komisyonunda da okul müdürlüğü için başvuran öğretmenlere verilen puanların açıklanması her kesimden müdür adayını şaşırtmamıştır. Çünkü açıklanan notlar resmen adrese teslim verilmiştir.

Birçok ilde olduğu gibi ilimizde de mülakattan önce AKP'nin yerel uzantıları ile milli eğitim müdürlükleri ve Yandaş Sen temsilcileri tarafından okul okul liste yapılmış, önerilerde bulunulmuş ve bu listedeki kişilere yüksek puanlar verilmesi istenmiştir.  Önceden belirledikleri Yandaş Sen üyelerinin yüksek not almasını sağlamışlar ve kadrolaşmanın, adam kayırmacılığın en güzel örneğini göstermişlerdir. Bu seçme işleminde liyakat, bilgi, tecrübe, yüksek lisans gibi özellikler dikkate alınmamıştır.

Bu sonuçlar tam bir ekip çalışması sonucu ortaya çıkmıştır. Milli Eğitim Müdürlüğü ve Yandaş Sen temsilcileri ile iktidarın yerel uzantıları büyük bir çalışma içine girerek, kimsenin gözden kaçmaması için tek tek notlara müdahale etmişlerdir. Ve açıklanan sonuçlar şunu göstermektedir ki; adrese teslim notlar ile yandaşlık, hukuksuzluk ödüllendirilmiştir. Siyasal kimlik ile yandaş kimliği bir birbirini tamamlamıştır.

‘Hukuk ve adalet bir kez daha çiğnendi’

Yapılan bu uygulama hukuk dışı olmakla birlikte Danıştay 'ın "Sözlü sınavın, günümüzde sesli ve görüntülü kayıt yapılmak suretiyle gerçekleştirilmesi mümkün iken bu imkânın kullanılmamasının hukuk devleti ilkesinin sağladığı güvenceyi zedeleyeceği hükmü bulunmaktadır."  Komisyon değerlendirmesinde adaylara 3 adet soru sorulmuş, bunların da cevaplarını yazmaları istenmiştir. Ancak bu üç soru sadece 60 puanlık değerlendirmeyi içermektedir. 100 puan üzerinden değerlendirilen müdür adaylarının 40 puanlık değerlendirme kriterlerinin kaydı mevcut değildir. Değerlendirmeden başarılı sayılmak için 70 puan alınması gerektiği düşünülürse tüm soruları doğru cevaplasa dahi adayların komisyon tarafından başarısız puanlar verilerek mağdur edilmiş olduğu, yandaşlara puanların bol kepçe verildiği apaçıktır. Çorum İl Milli Eğitim Müdürlüğü sözlü sınav komisyonunun verdiği puanlar hükümsüzdür ve kabul edilemez. Hele ki, komisyonlarda görevlendirilen şube müdürlerinin şu anda bu makamı gasp ettikleri ve atanmaları hakkında yargının yürütmeyi durdurma kararı olduğu da ortadadır. Meşru olmayan komisyonlarca verilen bu değerlendirme puanları da meşru değildir.

‘Siyasi kadrolaşma tam gaz’

İlimizde 148 münhal kadro için 523 adayın değerlendirmeye alındığı sözlü sınav komisyonunda sorulan sorular kadar açıklanan puanlar da AKP iktidarının siyasi kadrolaşma planını açıkça göstermiştir. 523 aday içerisinden Eğitim-Sen ( 9 ),  Türk Eğitim Sen ( 23 ),  Eğitim İş( 2 ),  Aktif Sen ( 1 ), sendika üyesi olmayan ( 9 ) öğretmene 70 ve üzerinde puan verilmiştir.  Eğitim Bir Sen dışındaki diğer sendika üyeleri de adeta cezalandırılmıştır. Buna karşılık 134 Eğitim Bir Sen üyesi sadakatlerinin karşılığı olarak  85-90 üzeri puanlar verilmiştir. Özellikle Eğitim Bir Sen üyesi din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerinin ilk sıralarda yüksek puanlar almaları, Eğitim Bir Sen okul ve ilçe temsilcilerine yüksek puanlar verilmesi AKP iktidarının eğitimi siyasallaştırma ve kadrolaşma konusunda sınır tanımadıklarını bir kez daha göstermiştir.

Eğitim Sen olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığımız toplantılarda "adaletli davranmalarını, işyerlerinde huzuru bozmamaları gerektiğini " söylememize ve uyarmamıza rağmen büyük bir tasfiyeye imza atmışlardı. Kul hakkı ve mazlum edebiyatı yapanların maalesef maskeleri bir kez daha düşmüştür. Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğünde komisyon üyesi Şube Müdürü Ali Öğütveren'in "Allah korkusu taşıyorum. Bu haksızlığa ortak olamam" diyerek haksızlığa boyun eğmemesi,  komisyon görevinden istifa etmesi ve dimdik ayakta durması kimseye örnek olmamıştır. İlimizde böylesi yanlı değerlendirme yapanların, aynı şekilde kendilerine hak etmedikleri halde bol kepçe yüksek puan verilenlerin eğer varsa vicdanları şimdi hiç sızlamamış mıdır?

‘90 aday sizlere güvenmedi! Artık hiç kimse güvenmeyecek’

Bununla birlikte 90 adayın ise sözlü sınava katılmayarak komisyonu protesto etmesi, öğretmenlerin milli eğitim müdürlüklerince kurulan bu komisyonlara inanmadığı ve güvenmediğinin de kanıtıdır.

AKP ve Milli Eğitim Bakanlığının işbirliği ile hayata geçirilen bu haksız, hukuksuz uygulama ile; okullarımızdaki barış, güven ortamı ciddi bir yara almıştır.

‘Çalışma ahlakı koltuk için sıfırlandı’    

Bunun dışında başarıları ile bilinen yüzlerce idareci ve idealist insan mesleklerine küstürülmüştür. Yapılan haksızlık ve hukuksuzluk ile eğitim bilimi ve çalışma ahlakı sıfırlanmış yandaşlık ve koltuk tek değer haline getirilmiştir. 

Eğitim Sen'in eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde hiçbir baskı ve yönlendirmeye izin verilmeden her okulun kendi yöneticisini, o okuldaki eğitim bileşenlerinin katılacağı demokratik seçimlerle kendisinin seçmesi yönündeki önerisinin ne kadar haklı ve doğru olduğu bugün daha iyi görülmektedir.

Eğitim Sen olarak hükümet ve MEB'in gerek toplumsal yaşamda, gerekse eğitimde hayata geçirmeye çalıştığı dayatmacı, anti-demokratik , bilim dışı politika ve uygulamalar karşısında sessiz kalmayacağımız, demokratik tepkimizi her platformda göstermeye devam edeceğimiz bilinmelidir. Sonuçta; dilenenler, eğilip bükülenler değil; dimdik ayakta duranlar tarihin onurlu sayfalarına yazılacaktır.” diye konuştu.