ELVAN YILMAZ
elvanyilmaz_19@hotmail.com
Bazen nereden başlayacağını bilemezsin. Kelimeler cümleler düğümlenir zihninde, kala kalır. Hayal kırıklıkları karşısında ne yazacağını bilemezsin.
Hissedilen her şeye cümle kurulamıyor.
Her sezon fütuhat beklerken, Belediyespor’un dört beş sezondur şampiyonluğa oynayıp hayal kırıklığı yaşaması ritüel hale geldi. Başarısızlık Çorumlu futbolseverlerin ortak travması oldu.
“Fırsat kaplumbağa hızıyla gelir” derler ve “Yıldırım hızıyla kaçar gider” diye eklerler. Bir fırsat daha yıldırım hızıyla kaçtı. Bunun aksini söyleyip de kimse ‘lo lo’ okumasın.
Tekirdağspor maçının skoru; tükenmişliğin dışa vurumudur.
Bir üst kümeye ‘direk’ (en direk-i henüz bilemiyoruz) çıkmak yine hayal oldu. Hayalperestliğe gerek yok!
Artık bu cambaza bak oyununa benzedi.
Kendi sahasında yirmi puan kaybetmiş bir takımın istediği hedefe ulaştığını hiçbir tarih yazmaz. Kimse halüsinasyon görmesin.
Gelen takımların Çorum’dan puan çıkarması, gelecek takımlara cesaret veriyor. ‘Kurt kanın kokusunu alıyor bir kere.’
Düşünelim şimdi. Diyelim ki;
Bir zamanlar öfkesine hakim olma konusunda sorunlar yaşayan bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş. “Arkadaşların ile tartışıp kavga ettiğin zaman, her seferinde bu tahta perdeye bir çivi çak ” demiş.
Genç, birinci gün tahta perdeye 37 çivi çakmış. Sonraki haftalarda ise kendisini hata yapmamak konusunda kontrol etmeye çalışmış ve her geçen gün daha az çivi çakar olmuş.
Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip durumu anlatmış. Babası onu yeniden tahta perdenin önüne götürmüş. “Bugünden başlayarak, tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahta perdelerden bir çivi sök” demiş.
Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki, tahta perdede hiç çivi kalmamış. Babası ona “Aferin, bütün çivileri sökmüşsün ama artık çok delik var. Artık geçmişteki gibi güzel olmayacak” demiş.
Belediyespor’un tahtasında çok delik var. O tahta artık çivi tutmaz.
Ne yapacağını bilemeyen insan psikolojisi yakınındayız ve bilirim ki, başarısızlık ve hayalkırıklığı insanda sorumlu aramasına sebep oluyor.
Sorumlular ise, yıllardır komedi dizisinde ağlayan adam gibiler…
Aslına bakarsanız geçtiğimiz sezonlardan farklı, değişen hiçbir şey yok.
Çok fazla sayıda polisiye roman okuyanlar, genelde bu tarz kitapların klasik gidişini bilirler.
Ortada gizemli bir cinayet vardır ve yazar tek tek şüphelileri şüpheli olduklarının üzerine basa basa okurlarına sunar, ancak katil onlardan biri çıkmaz.
Böylece okuyucuyu şaşırttıklarını sanırlar. Bir de en sonuna katil ile işi çözenin karşılaşmasını koyarlar.
Şu an yine/ yeniden polisiye roman okuyoruz. Ancak bizim okuduğumuz romanda, katil sezon sonunda yine ortaya çıkmayacak.
Zaman içinde yer alan her şey değişir, var olmak demek ‘değişmek’ demektir. Belediyespor’da kimse kafasını değiştirmediğinden, yılladır değişim / değişiklik olmuyor.
Çinli bir muhalif Amerika’ya kaçmış. Sığınma talep etmiş. Muhaceret bürosunda “Adın ne” demişler, “Hap Şu Ruk” demiş, “Adını değiştirmek ister misin” demişler “Evet” demiş. “Ne olsun yeni adın?” “Hapşu” demiş.
Belediyespor’daki değişimler Çinlinin adını değiştirmesine benziyor.
E öyleyse yıllardır şartlar aynıyken Belediyespor’dan neden farklı sonuç bekliyoruz. Ne anlatıyoruz.
Neyse iyi laf yaptık…
Fazla kurcalamaya gerek yok.
Kazım Koyuncu’nun dediği gibi: "Hava aynı hava, su aynı su… Artistliğe gerek yok.”
* İşbu yazıyı da isteyen öngörü, isteyen ‘nasihat’ diye okusun…
Çorum’a fazlasın Elvan YILMAZ seni anlayabilenlere yazman gerekir buralarda harcanıyorsun
Bu adamı okuyunca içim ferahlıyor. Gerçek bir makale yazım ustası.Diğer gazeteci arkadaşlar köşe yazısı yazarken maçtan dakikaları anlatıp yazıyorlar. Biz zaten maçları izliyoruz. Başa göre tarak derler ya bunlar ne ki Çorum'da spor o olsun.
Çok güzel antılmış herşey bravo
gayet güzel yazmış.
Böyle güzel tespitler yapan birinin (Elvan YIlmaz) burada olması çok iyi. Tebrik ediyoruz seni. Ama senin bu üst seviyedeki yorumlarını anlamayanlara da Allah akıl versin diyorum.
Belediyespor'un geldiği durum körler sağırlar birbirini ağırlar.
Bedi isimli arkadaşa katılıyorum. Gazetelerde ve diğer yayın kuruluşlarındaki spor yorumcuları zihin kirliliği yapıyor.
Elvan Yılmaz felsefene bilgi birikimine hayranım. Spor'un dışında yazılarınıda bekliyoruz.